Frp World Ana Menü
  • Frp World
    » Anasayfa
    » Forum
    » Anketler
    » Akademi
    » Kitap Tanıtımları
    » Haber Arşivi
    » Haber Gönderin
    » Makale Gönderin

  • Üyelere Özel

  • Kişisel
    » Hesabınız
    » Özel Mesajlar
    » Üye Listesi
    » Üye Arama
    » Siteden Çıkış

  • Site Bilgileri
    » Top10
    » Site Hakkında Yorumlarınız
    » İstatistikler
    » Destekleyen Siteler

  • Kullanıcı Menüsü
    Hoşgeldin, Diyar Gezgini
    Üye Adı
    Şifre
    (Kayıt Ol)
    Üyelik:
    Son Üye: ErwinLopez
    Bugün: 20
    Dün: 35
    Toplam: 90384

    Şu An Bağlı:
    Ziyaretçi: 1879
    Üye: 1
    Toplam: 1880

    Şu An Bağlı:
    01 : ixowukuta

    FrpWorld.Com :: View topic - Çlüm Labirenti
    Forum FAQ  |  Search  |  Memberlist  |  Usergroups   |  Register   |  Profile  |  Private Messages  |  Log in

     Çlüm Labirenti View next topic
    View previous topic
    Post new topicThis topic is locked: you cannot edit posts or make replies.
    Author Message
    catboy
    Site Yazarı
    Site Yazarı





    Joined: Jan 19, 2007
    Posts: 3268
    Location: Izmir

    PostPosted: Tue Aug 19, 2008 9:17 pm Reply with quoteBack to top

    Masada sadece Daylight ve Kerrae yoktu. Bir süre sonra Gulthar da karısı Arferel ile geldi. Arferel beyaz, hafif, sade bir elbise giymişti. Soğuk ve sert bakışlarıyla masadakilere baktı. Gulthar gülümsüyordu: "Çok acıktığınızı bildiğimden fazla uzatmak istemiyorum konuşmamı. Ama yemekten sonra konuşmamız gereken mühim mevzular var. Bugünlerde çok garip olaylar oluyor. Keirmer'deki druidlerin bile ilgisini çekip bir toplantı yapacak kadar ileri gittiklerine göre çok önemli olduğu belli olan konular. Neyse şimdilik tüm sıkıntıları geride bırakalım ve yemeğe başlayalım." dedi.
    Arferel hiç bir demeden kocasının yanına oturdu. Çzellikle Serferal ve Huor'a bakmaktan kaçınıyor gibiydi. Serferal yıllar önce kız kardeşi Arafel'le evlenerek Olevia'ya olan saygısızlığını göstermişti. Huor da kızları Algenia'nın bir insan olan Elessar ile olan ilişkisine bir şey dememiş, hatta destek olmuştu.
    Gulthar, halkına Miae'nin gerçek babasını hiç söyleyememişti utancından ve Elessar'ın da Reven'e giriş çıkışları yasaklanmıştı.
    Arferel yavaşça yemeğini yerken Gulthar arada bir konuklarına sorular soruyordu. Huor'a döndü: "Oğlunuz Edmond nasıllar?" diye sordu.
    Back to top View user's profileSend private messageVisit poster's website
    Edmond
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Jul 03, 2006
    Posts: 5509
    Location: Ã?anakkale

    PostPosted: Wed Aug 20, 2008 7:56 am Reply with quoteBack to top

    Huor gülümseyerek Gulthar'a baktı:

    "Sanırım biraz kötü.Benim yerime bu maceraya kendisi gelmek istemişti.Ne yazık ki ona biraz morali bozuk."

    Aslında Edmond'un moralinin kötü olmasının belki de tek sebebi kraldı.Ama Huor bunu kabullenmek istemiyordu.Neticesinde Edmond'u öz oğlu yerine koymalıydı.

    _________________
    I always knew I was a star And now, the rest of the world seems to agree with me.

    The reason we're successful, darling? My overall charisma, of course.

    I never thought of myself as the leader. The most important person, perhaps.

    -Freddie Mercury
    Back to top View user's profileSend private messageSend e-mailVisit poster's websiteYahoo MessengerMSN Messenger
    catboy
    Site Yazarı
    Site Yazarı





    Joined: Jan 19, 2007
    Posts: 3268
    Location: Izmir

    PostPosted: Wed Aug 20, 2008 9:39 pm Reply with quoteBack to top

    Gulthar öksürerek boğazını temizledi: "Safiel buraya hiç uğramadı. Ama bir kaç kartal dostumuz onun Misat'a doğru yol aldığını görmüş." diye anlattı.
    Serferal bir şey demeyince Gulthar anlatmaya devam etti:
    "Kuytar dağlarının eteklerinde önceden Misat'a bağlı olmayan küçük bir prenslik vardı. Cücelerle beraber madenleri işletirlerdi. Ama cüceler kömürden vazgeçmişler ve kendi yurtlarına geri dönmüşlerdi. O amdenler kullanılamayınca ekonomik sıkıntı yüzündne bu prenslik Misat'a bağlanmıştı. şimdi o şehir tekrar madenlere dönmüş ve harıl harıl bir şey üzerinde çalışıyorlar. Sanırım bir de orada iç savaş çıkmış. Bildiğiniz klişe şeyler işte. İki kardeş şehri paylaşamıyor ve birbirine giriyor. Neyse burada bizi ilgilendiren şey Olevia'anın nesnesi olan Altın Anka'nın tüyünün Kuytar'ın derinliklerinde saklanmış olduğunun bilinmesi. zannetmiyorum ki o kadar değerli bir şeyi anlayacaklarını ama kardeşlerden biri Ziher'le oldukça fazla haşır neşirmiş. Tanrılara ait bir nesneyi bulup Ziher'e vermiş olabilir. Ziher de tüm nesneleri toplayıp tanrıların tüm izlerini yok etmeyi düşünüyordu. Diğer ihtimal de bir Reks müridine yakalanıp nesneyi ona vermiş olması. Reks de Esten'in mühürlendiği yerden geri dönmesini istemediğinden nesnelerin hepsini bulup tüm tanrılara söz geçirmek istiyor. Reks'i durdurmanın bir yolu var. O da Zieros'taki yıkıntıları arasında sakladığı şeyin ne olduğunu çözmemizle ortaya çıktı."
    Bu kadar ebfes almadan konuşmasının ardındna Serferal şaşkınlığını dizginleyemedi ve: "Zieros'a ben yıllar önce girdim ve sen de biliyorsun ki orada ölüm labirentinin anahtarını bulmuştum. Reks'in yılan yüzüğünün aslının Arvelir kıtasında minotourların gözetiminde saklandığını herkes bilir. O yıkıntılar arasında bir sürü resk rahibinin taktıkları sahte reks yüzükleriyle doludur hem." dedi.
    "Doğru söylüyorsun, Serferal. Ama öğrendiğim bilgilerin doğrululuğu araştırıldı ve kesin eminiz. Reksin yılan yüzüğü Zieros'ta saklanıyor. Anlaşılan Reks'in Keirmer'e saldırmasının bir başka nedeni de buydu. Toplantıyı bilmesi zaten bir başka garipken normalde druidler işlerini çok ciddiye alırlar ve gizlenmekte de hırsızlar kadar deneyimlidirler. Toplantıyı basıp nesnelerin bulunmasını engellemeye çalışırekn druidlerin gizli şehri Keirmeri de ele geçirip orada bir tapınak yaptırtmayı arzuluyordu. Ama diğer nedense Zierostaki yüzüğün bilinmesine mani olmalıydı. Druidler onu ele geçirebilirlerdi. Hem Olevianın nesnesinin Kuytar dağlarında saklandığını da biliyordu. Tüm nesneleri bir araya getirecekti."
    Serferal soluklandı ve Gulthar'ın sözlerini kesti: "Ziher, tanrıcılık oynuyor, Reks ise tek tanrıyı oynuyor. Bu durumda bizim de onları durdurmamız gerekiyor. Bence anlattıklarındna çıkartmamız gereken şeyi bunlar açıklıyor." dedi keskin bir dille.
    "Serferal her zaman ki gibi kesin yargılara tek başına ulaşmaya bayılıyor." diye mırıldandı Arferel. Kocası Gulthar eşine bir bakış attı sonra devam etti:
    "İsteyen kişi istediği kadar bizimle Reven'de istirahat edebilir. Sonra da geri dönebilirler. Ama aranızda bu görevi kabul edenlere minnetkar kalacağım. Ben Reks Veryer Gölüne saldırmışken ve şehrime bu kadar yakınken bir yere ayrılamam ve askerlerimin her biri benim için çok kıymetli. Bu işi siz halledemezseniz mahvoluruz." diye anlattı.
    şimdi herkesin sırayla fikirlerini ebkliyordu Serferal. Çünkü zaten kendisinin gideceğini belirtmesine gerek yoktu.
    -----
    şifa evleri saraya fazla uzak değildi. Daylight ve Kerrae yemeğe katılamadıkları için üzgündüler ama Gulthar bu iki konuğun rahatı için her şeyi ayarlamıştı. Elf hizmetçiler rahat etmeleri için çok uğraşıyorlardı.
    Onlar otururken yanlarına bir Olevia rahibesi yaklaştı.
    "Merhaba, ben Arhil. Olevia rahibelerinden biriyim. Sizinle bir kaç şey konuşabilir miyim?" diye sordu. Aslında soruyu Daylight'a sormuştu.
    Daylight gülümseyerek: "Tabiki. sorabilirsiniz." dedi.
    "Yıllardır artık çoğunluğunun bile inanmaktan vazgeçtiği eski bir elf kehaneti vardır. Kehanete göre tüm neirre kara bir gölgenin hükmü altına girdiğinde saf bir ışığa sahip bir ruh ortaya çıkacak ve ruhunu feda edecek. Böylece tanrılardan biri onun bedenine girip gölgeyi Neirre'den sonsuza kadar defedecektir."*
    Daylight ve Kerrae birbirine bakıştılar. Kehanetin onlarla ne ilgisi olduğunu anlayamamışlardı.
    Rahibe gülümseyerek: "Kehnaet doğruysa bahsedilern kişiye siz çok benziyorsunuz. Kabul ederseniz başrahibemiz sizinle konuşmak istiyor bu konuda." dedi.
    *Kehanet ile ilgili daha fazla bilgi için Cassia'nın öyküsü ve Son hazine öykülerini okuyabilirsiniz.
    Back to top View user's profileSend private messageVisit poster's website
    Edmond
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Jul 03, 2006
    Posts: 5509
    Location: Ã?anakkale

    PostPosted: Wed Aug 20, 2008 9:53 pm Reply with quoteBack to top

    Gülümsedi kral:

    "Söyler misin, şimdi nereye gidiyoruz?"

    Bu evet demekti, doğrudan tarif istiyordu.

    "Fakat önce iyice dinlenmek, çok iyi olabilir.Yaşlı bir bunağım neticesinde artık ben."

    Gülümsedi, bir insan için yaklaşık 28 yaşında görünmesi rağmen, 4 insan ömrünü tamamlayacak kadar yaşamıştı.Ve yaşlanmıştı.

    "Peki Safiel, onu ne yapacağız.Çnce onun peşinden Misat'a mı gideceğiz?Yoksa doğrudan göreve gideceğiz, o peşimizden mi gelecek?"

    _________________
    I always knew I was a star And now, the rest of the world seems to agree with me.

    The reason we're successful, darling? My overall charisma, of course.

    I never thought of myself as the leader. The most important person, perhaps.

    -Freddie Mercury
    Back to top View user's profileSend private messageSend e-mailVisit poster's websiteYahoo MessengerMSN Messenger
    catboy
    Site Yazarı
    Site Yazarı





    Joined: Jan 19, 2007
    Posts: 3268
    Location: Izmir

    PostPosted: Wed Aug 20, 2008 9:58 pm Reply with quoteBack to top

    Serferal'in gönlü aslında oğlunu aramak istiyordu ama o istese de Misat'a giriş ve çıkışı yasaklanmıştı.
    "Safiel bize yetişecektir." dedi gülümseyerek.
    Gulthar: "şimdi istırahat edin. Odalarınız hazırlandı. şimdilik görüşmek üzere." dedi ve eşiyle beraber yemek odasındna ayrıldı.
    Serferal grubu süzüyordu. Huor'un geleceğine emindi. Kiba ve Wanga ne kadar genç olsalar da peşlerinden gelmek isteyeceklerini düşünüyordu. Adrian ve Thereon'a hiç mi hiç güvenmiyordu. Ama Adrian'ı güzel bir hanımla Thereon'u da inci bir kolyeyle kandırabilirlerdi? Adrian Zieros hoş hatunlara dolu Thereon ise bir sürü hazinelerle dolu olduğuna inanırsa gelirlerdi.
    Dayight ve Kerrae şifa evlerindeydi, ama iyileştiklerinden sonra kesin onlar da gelirdi.
    Back to top View user's profileSend private messageVisit poster's website
    Alenthas
    Forum Yöneticisi





    Joined: Oct 04, 2007
    Posts: 2670
    Location: Innsmouth

    PostPosted: Wed Aug 20, 2008 10:18 pm Reply with quoteBack to top

    "Ben kalacağım," dedi Serferal'a bakarak "bu gruba katılış nedenim sorularımın cevabını bulmaktı ve bende cevaplar için kalıyorum."

    Ardından Gulthar'a döndü, uzaklaşmaya başladığını farkedince yüksek sesle fakat saygısızlık yapmamak için sesini fazla yükseltmeyerek seslendi. "Kral hazretleri! Sizinle müsait bir zamanınızda konuşmamız gerekiyor efendim. Eğer rahatsız olmayacaksanız size soracağım bir kaç soru var. Fakat şimdi izninizle gidip istirahat etmek istiyorum. Rahat bir yatak yüzü görmeyeli uzun bir zaman oldu," dedi ve reverans yapıp odasına çekildi.

    _________________
    Image
    Back to top View user's profileSend private message
    Illyra
    Forum Yöneticisi





    Joined: Jan 25, 2005
    Posts: 2113
    Location: Duskwood

    PostPosted: Wed Aug 20, 2008 11:05 pm Reply with quoteBack to top

    Daylight üzerindeki safir mavisi ipek kadife elbisenin eteklerini silkeleyerek ayağa kalktı ve o etkileyici gülümsemesi ile elf rahibesine baktı. Bu sırada Bargier omzuna konmuş sevgiyle başını yanağına sürtüyordu.

    "Tabii ki konuşurum ama pek zanetmiyorum, ben sıradan bir orman korucusuyum elf hanımı. Çstelik... Neyse bu konuyu açmasam daha iyi olur."

    Kerrae'ye baktı.

    "Beni merak etme dinlenmene bak. İyi olmanı istiyorum."

    Arından elf rahibesinin peşinden odadan çıktı.

    _________________
    Image
    Back to top View user's profileSend private message
    catboy
    Site Yazarı
    Site Yazarı





    Joined: Jan 19, 2007
    Posts: 3268
    Location: Izmir

    PostPosted: Thu Aug 21, 2008 3:52 pm Reply with quoteBack to top

    Serferal gruba bir daha baktı. Kimse konuşmak istemiyor gibiydi.
    "Eğer Reven'de kalmak istersiniz sizi zorlayamam. Ama burada rahat bir şekilde kalacağınızı sanmayın. Reks yakında buraya saldıracak ve o zaman burada kalanların elflere yardım etmesi gerekecektir.Ama ben gönüllülerle birlikte yarın akşam Zieros'a doğru yola çıkacağım. şimdi ben odama gidip biraz dinlenmek istiyorum." dedi ve gitti.
    Gulthar bir askeri yollamış ve torunu Miae ile özel olarak görüşmek istediğini bildirmişti.
    Gulthar uzun bir süre konuşamadı sonra: "Miae seni Reven'de kal diye zorlamayacağım. Çünkü sen de kızım Algenia'ya çekmişsin, onu zorladım da ne oldu kendini yakalattırıp Polantes'e yollanmıştı. Neyse asıl sormak istediğim şeyler var sana? Sen uzun bir süre grupla beraberdin. Çnce toplantıda Elessar neler anlattın ve neler oldu? Sonra gruptaki kişilerden kimlere güvenebiliriz? Bunları bir bir anlatmanı senden rica ediyorum, Miae." dedi.
    Back to top View user's profileSend private messageVisit poster's website
    CLiCKs
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Dec 03, 2007
    Posts: 1392
    Location: Bursa

    PostPosted: Thu Aug 21, 2008 4:18 pm Reply with quoteBack to top

    "Tabii ki dedeciğim." dedi güleryüzlülükle. "Oraya gittiğimizde herkesin gelmesini bekledi Elessar. Sonunda herkesin gelip gelmediğinden emin değildim ama toplantıya başladık. Bize ruh çağıracağımızı söyledi. Burtha'nın mühürlenmesiyle ilgiliymiş. Tabii bunun içinde bir kolye gerekliydi. Ah neyse kolyeyi bekledikleri kişide bulamadılar. Bu biraz hazırlıksızca bir hareket gibi gelmişti bana. Sonra Reks'in adamları toplantıyı bastı ve Polanthese ışınlandık. Büyücü Safiel sayesinde."

    "Güvenebileceğimiz kişilerin başına Daylight'ı emin bir şekilde getirebilirim. Sonra Olevia tapınağının muhafızı olan Kerrae. Sonra büyücü safiel, orman elfi kralı Huor. Küçük denizci Kiba ve arkadaşı Wanga. Bu saydıklarımın Daylight dışında bir sırası yok." Biraz duraksadı kaşlarını çattı." Ve de hiç güvenmediğim 2 kişi var. Thereon adında salak bir çocuk ve Adrian adında yarım beyinli aptal bir yaratık olan kaba herif." o kadar saçmalamıştı ki dedesi kaşını kaldırınca anlayabilmişti.

    Gülümseyerek "Çzgününüm dedecim. Ama bu Thereonla Adrian adlı adama pek iyi davranmayı düşünmüyorum ve seninde davranmamanı dilerim. Bu arada Daylight'a bana bakıldığı gibi bakılmasını söylersen sevinirim. O önemli biri. Benim için..." dedi biraz daha gülümseyerek ve odasına doğru koyuldu.

    _________________
    Ben gelecek için hiç endiÅ?e duymadım.O yeterince hızlı geliyor zaten.
    Albert Einstein
    Back to top View user's profileSend private messageSend e-mailVisit poster's websiteMSN Messenger
    catboy
    Site Yazarı
    Site Yazarı





    Joined: Jan 19, 2007
    Posts: 3268
    Location: Izmir

    PostPosted: Fri Aug 22, 2008 12:08 am Reply with quoteBack to top

    Safiel kilitli odasında kendisine gülüyordu. Hatası için ve neden aklına getiremediği için?
    Az da olsa Reks lisanı bilirdi ve Ziher sözcüğündeki kelime oyununu anlaması gerekiyordu.
    Peki acaba Teemieri de bu gerçeği biliyor muydu? O da mı oyunun bir parçasıydı?
    Bir tarafı da Ziher belki de haklı diyordu. Tanrıların bir türlü dur durak bitmeyen sürtüşmeleri olmasa Neirre daha rahat ve huzur dolu bir yer olacak. Çzgürlük ve adaleti biz kendimiz sağlayabiliriz. Ziher'e hak verebileceğini hiç düşünemezdi? O annesi dolayısıyla Olevia'ya inanırdı. Annesi Arafel bir Olevia rahibesiydi ve ölmeden önce Safiel'e meşhur Safir yüzüğünü emanet etmişti yani Olevia, Torio ve Hikker'in bir araya gelip Esten'e karşı yarattıkları büyük koz. Misat'ta yaşadığı ve orada başbüyücü rütbesine yükseldiği içinse Hikker'e inanırdı. Olevia barış ve doğaya saygıyı öğütlerken Hikker de çalışmayı ve hak etmeyi öğütlerdi.
    İkisine de her gün şükranlarını sunardı. Ama Ziher'in yolu da mantıklıydı.
    Tanrılar olmadan da yaşanabilirdi. Belki de sadece saçmalıyordu. Ama Ziher ona yeni bir bakış açışı göstermişti aynen Teemiere'ye gösterdiği gibi.
    Back to top View user's profileSend private messageVisit poster's website
    Lydronk
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Feb 10, 2006
    Posts: 883
    Location: Ankara

    PostPosted: Fri Aug 22, 2008 9:56 am Reply with quoteBack to top

    Rahibe geldiğinde Kerrae tatlı bir uyuklama halindeydi. Bu şehir mükemmeldi adeta. Hatta kutsal bile diyebilirdi. Hatta Olevia Bahçelerinin dünyaya gelmiş hali diyebilirdi. Elfler düşündüğünden daha sıcaklardı. Gerçi Kerrae bu sıcaklıkta prensesin parmağı olduğuna inanıyordu. Odada da bu kutsal hava devam ediyordu. Pencereden içeri giren ışık odanın kutsal havasını desteklerken odanın temizliğini de vurguluyordu: ışığın altında çok az toz tanesi görünüyordu. Kerrae burada istese de kendini kötü hissedemezdi.

    Rahibe oda girince uyuklama halinden sıyrılmaya çalıştı. Gelenin bir Olevia rahibesi olduğunu anlayınca, ciddi bir hale soktu kendini. Rahibenin laflarını kendine sandı ilk. Ama rahibe Daylight'a bakıyordu. Kerrae endişelenmemmişti. Rahibe çopk iyi birine benziyordu, Daylight'a bir şey olmazdı. Hatta bahsedilen kehanetteki kişi oysa -ki kehaneti yarım yamalak biliyordu- bu grubu için bir gurur kaynağı olurdu.

    Daylight gittikten sonra uyuklama haline geri döndü ve garip bir rüya gördü. Böyle huzurlu bir yerde nasıl böyle bir rüya gördüğünü kendisi de bilmiyordu ama uyandığında aklında kalanlar üç büyücü, bol bol alev ve boşlukta koşan kendisiydi. Hiçbir anlam veremedi bu rüyaya. Kısa süre uyumuştu belli ki, gökyüzünün rrengi pek değişmemişti, ama uykusunun derin olduğu kesindi. Büyük ihtimalle o uyurken gelmiş çayını yudumladı ve huzurla düşüncelere daldı. Bu sırada Daylight'ın gelmesini bekliyordu...
    Back to top View user's profileSend private messageMSN Messenger
    Bogus
    Site Yazarı
    Site Yazarı





    Joined: Nov 29, 2006
    Posts: 864
    Location: Istanbul

    PostPosted: Fri Aug 22, 2008 6:07 pm Reply with quoteBack to top

    Kiba ve Wanga kendilerine gösterilen odaya gittiler. Odaları yan yanaydı ve ortak bir duvar tarafından ayrılıyordu. Kiba elflerden kibarca ikisi içinde giyecek temiz giysiler istedi. Nasıl bir şey istediği sorulduğunda da "Sizin zevkinize güveniyorum." diye karşılık verdi.

    Yaşlı büyücünün sözlerini dinledikten sonra Wanga'yı bir sessizlik almıştı. Kiba kızı kendi haline bıraktı. O bu işi sonuna kadar götürecekti. Ama Wanga'nın yüzünde sanki bir kararsızlık vardı. Yıkanma faslı bittikten sonra kıza fikrini sormayı düşünüyordu.

    Kiba kendisine hazırlanan banyoya girdikten sonra bütün yolun ve başlarından geçen maceraların yorgunluğunu atmak için kendisini sıcak suyun rahatlığına bıraktı. Gözlerini kapadı ve başlarından geçen bütün maceraların hayalini kurdu. En canlı, en pastel hatıralarında hep Wanga'da vardı.

    _________________
    <div><strong>ÇıÄ?lıkta henüz umut vardır, çıÄ?lık atmak güç ister. Tehlike, fısıltıdadır. Çünkü fısıltı bir tükeniÅ?in ifadesidir.</strong></div>
    Back to top View user's profileSend private messageVisit poster's websiteMSN Messenger
    catboy
    Site Yazarı
    Site Yazarı





    Joined: Jan 19, 2007
    Posts: 3268
    Location: Izmir

    PostPosted: Fri Aug 22, 2008 10:01 pm Reply with quoteBack to top

    Olevia tapınağı fazla şaşaalı değildi ama Reven'deki tüm elfler her gün bu tapınağa gelip tanrılara dua ederlerdi.
    Başrahibe, Daylight'ı güleryüzle karşıladı: "Buraya kadar geldiğiniz için çok teşekkür ederim." dedi.
    "Kehanet derki o kişi günışığını üstünde taşırmış." diye anlatmaya başladı sonra başrahibe.
    "İsminiz Daylight değil mi yani gün ışığı. Belki bahsedilen kişi siz olabilirsiniz."
    Daylight ne diyeceğini bilemedi. Kehanetlerle arası hiç bir zaman iyi olmamıştı. Zaten tanrılarla da hiç işi yoktu ki. Karanlığı yok etmesi için inandığı tanrının bedenine girmesine izin vermek zırvalığı da hiç ona uygun değildi. Ama bunları başrahibeye anlatamazdı.
    Başrahibe, Daylight'ı incelemeye başladı. Güleryüzlülüğü gidiyor gibiydi.
    "İzninizle." dedi ve yan odaya geçti.
    Yan odada oturan yaşlı bir elf rahibesi olanları izliyordu. 4000 yaşını bile geçmişti ki tam yaşını kendisi de artık bilmiyordu. Tüm ömrünü bu kehanetin gerçekleşeceği anı görmeye yani tanrının birini Neirreyi kurtarmak için geldiğini ana şahit olmak için bekleyerek harcamıştı.
    Başrahibe, yaşlı kadına baktı. Yaşlı rahibe hüzünle başını salladı. Başrahibe derin bir düşünceyle: "Belki de yanlış yorumlandı kehanet! Yani günışığını üzerinde taşıması demek manevi bir anlamda da söylenmiş olabilir demek istiyorum. İlla etrafına ışık saçması veya isminde gün ışığını çağrıştıran ifadeler yer alması gerekmiyordu. Belki de biz yanlış yerde ve yanlış bir şekilde arıyoruz ve belki de bu kehanet hiç bir zaman gerçekleşmeyecek." dedi.
    Yaşlı kadın bir şey diyemedi. sadece hüzünle bakmaya devam etti.
    Baş rahibe odadan çıkıp Daylight'a: "Sizi buraya kadar yorduk. Teşekkür ederim. İsterseniz Prenses Miae'nin sizin için hazırladığı odaya gidebilirsiniz. Miae sizinle aynı odayı paylaşmak istiyordu. Sanırım sizi gerçekten de bir dost olrak görüyor." dedi.
    Back to top View user's profileSend private messageVisit poster's website
    Lydronk
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Feb 10, 2006
    Posts: 883
    Location: Ankara

    PostPosted: Sat Aug 23, 2008 10:55 am Reply with quoteBack to top

    Kerrae düşüncelerinden sıyrıldı. Zaten rüyasını hatırlama denemeleri de sonuç vermişe benzemiyordu. Birkaç detayı çıkarabilmişti gerçi. Mesela kaçtığı kişiler büyücülerdi rüyasında. Ama geri kalan çıkardığı detaylar hafızasında solup gitmişti. Derin bir iç çekip, pencereden dışarıya baktı.

    Altın tenli elfler, günışığının altında kutsal varlıklar gibi parlıyorlardı. Hatta Kerrae'nin gözünü almıştı parıltı. Aynı zamanda şehirdeki altın renge sahip yegane şeyler değildi elfler. Yüksek elfler mimarilerinde de çok kullanmıştı altın rengi. Onlar için bir önemi olmalıydı.

    şövalye şehri uzun süre gözetledikten sonra aklı 'arkadaşlarına' kaydı. Arkadaş dediği grupta domuz adamı ve avantacı, kendine Thereon diyen adamı saymıyordu. Thereon ismi ona tanıdık geliyordu. Büyük ihtimalle Safir Savaşı'ndandı. Ama tam olarak bilmiyordu. Safir Savaşı hakkında çok detaylı bilgisi yoktu.

    Safir Savaşı'ndan sonra aklı Lydronk'a gitti. Lydronk da Safir Savaşı'ndaydı ama Kerrae onla tanışmadan önce Safir Savaşı'ndaki gnomun adını bilmiyordu. Lydronk geride kalmıştı. Ama böylesi daha iyiydi sanki. Lydronk burada olsaydı kesinlikle başları şimdiden milyonlarca belaya girmiş olurdu. Hem büyülerini büyük ihtimalle savaştaki kaosu büyütmek için kullanırdı. Olasılıkları düşününce Kerrae sırıttı.

    Tabii kısmen yanıldığını bilmiyordu, gnom elbette büyülerini kullanıyordu; ama tek silahı kandırmacaları değildi!
    Back to top View user's profileSend private messageMSN Messenger
    Illyra
    Forum Yöneticisi





    Joined: Jan 25, 2005
    Posts: 2113
    Location: Duskwood

    PostPosted: Sat Aug 23, 2008 12:49 pm Reply with quoteBack to top

    Korucu kız gülümseyen ifadesinden hiç bir şey kaybetemeden başını salladı rahibeye.

    "Miaé benim için çok değerli bir dosttur. Sanırım artık gitsem iyi olacak. İyi akşamlar."

    Sonr kendisine tarif edilen doğrultuda Miaé'nin odasına doğru yol aldı. Arkadaşıyla beraber kalacağı için çok mutluydu.

    Diğer yandan kehannetteki kişi olmadığı için çok seviniyordu. Tanrılar ve onların işlerine karışmak istemiyordu, ki bir tanrınında onu kendi işine karıştracak kadar sevdiğini zannetmiyordu. O kendisi olarak, küçük bir kasabanın korucu kızı olarak gayet mutluydu. Ve uzun süren yolculuktan, iyileşen yaralarından sonra arkadaşı ile güzel bir gece geçirmek için gidiyordu - muhtemelen bir sürü kıkırdaşmanın olacağı dostça bir gece.

    _________________
    Image
    Back to top View user's profileSend private message
    Display posts from previous:      
    Post new topicThis topic is locked: you cannot edit posts or make replies.


     Jump to:   



    View next topic
    View previous topic
    You cannot post new topics in this forum
    You cannot reply to topics in this forum
    You cannot edit your posts in this forum
    You cannot delete your posts in this forum
    You cannot vote in polls in this forum


    Powered by phpBB © 2001 phpBB Group

    :: HalloweenV2 phpBB Theme Exclusive ::
     
    FRPWorld.Com ülkemizdeki fantezi edebiyatı ve frp sevenleri bir araya getirmeyi amaçlayan bir web sitesidir. 2003 yılında kurulmuş olan sitemiz kullanıcı ve yöneticilerimizin katkıları ile büyüyüp Türkiyenin en büyük frp sitelerinden birisi olmuştur. Galerisi, indirilecekler kısmı, akademisi, yazarları ile sitemiz tam bir frp hazinesidir. FRPWorld sizin de desteklerinizle böyle olmaya devam edecektir. FRP'nin doyumsuzca yaşandığı bu diyara hoş geldiniz.

    FRPWorld, yeni bir frp dünyası


    Sitede bulunan yazı, doküman ve diğer içerikler siteye ait olup başkaları tarafından kopyalanması, dağıtılması ya da ticari amaçla kullanılması yasaktır.
    Siteye yapmış olduğunuz katkılar frpworld.com'un olup bunları yayınlama ya da yayınlamama hakkı site yöneticilerine aittir.


    Sayfa Üretimi: 0.62 Saniye