şiir olarak yazmayı denedim ama sanırm yazacaklarım böyle daha anlamlı olacak. Kendi tarzıma uyduramadım =)
Bence mumler güneşin ucuz bir taklidi değil de, Zamanı gelip kendisi veda edince dünyaya insanlar için bıraktığı bir hediye gibi... Işıksız kalmasın diye insanlar geceleri. Güneşin olaşamadığı yerler bile aydınlansın diye.
Ama günışığını tatmış kimse mum ışığıyla ancak geceyi geçirebilir. O da sabah güneşin doacağını bildiği için.
Simgesel şeylere başarılı bir şekilde anlam yüklemişsin. Dilerim senin için gece giç olmaz bundan sonra =)
_________________ Chaos is the law of nature,
Order is the dream of man.
Mum üretse de ya da güneş
Parlak olsa da ya da sönük
İki amacı vardır ışığın
Daha net ya da daha güzel görmek bir şeyleri
Ya da daha net ya da güzel görmek birileri tarafından
Ne kadar iyi görünmek istersen
O kadar körleşirsin
Görmen zorlaşır başka kişileri
Ne kadar yalan söylemesini istersen ışıkların
O kadar uzaklaştırır ışıklar seni gerçekten
Gece bu nedenle eşsizdir.
Güneş gibi tüm ışıkları anlamsızlaştıran bir güç yokken
Emrindedir ışıklar
İstersen kör edersin insanları
İstersen bir hayali seyrettirirsin onlara
İnsan en çok gece korkar sever aşık olur nefret eder bu nedenle
Mumlar parlak değildir güneş kadar
Ama senin mumlarındır onlar
İstediğin zaman yakar istediğinde söndürürsün onları
İstediğin yerlerini aydınlatır
İstediğin yerlerini karanlık tutarsın
Sevdiğinin
İster körleştirir ister gözlerini açarsın sevdiğinin
O nedenle daha çok bir dost bir arkadaş gibidir.
Oysa güneş
Hiç ulaşamayacağımız kadar uzakta
Aldırmadan çığlıklarımıza biz insanların
Hep aynı kararlılıklar aydınlatır
Bizleri ve evreni
Başına buyruk
Ve kendi bildiği gibi.
_________________ HARBE GÄ°DEN
Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
Orhan Veliden
Bir ev görmüşüm geçenlerde.
Bir ırmak ile yükselen dağlar arasında
Irmak dupduruymuş.
İçinde mavi ve kahverengi balıklar...
Orası hem toprak, hem su, hem çiçek kokarmış.
Irmakla evin arası yemyeşil çayır...
Evin ardındaysa yükselen dağlar...
Dağların etekleri sisliymiş, taşlıkmış.
Kuşlar selam edermiş ırmaktaki balıklara
Dağlardan uçarak gelerek evin oraya
Ve o ırmağın döküldüğü bir yer yokmuş.
Dağlar da yükseldikçe yükselirlermiş.
Tepeleri gözükmezmiş.
Yemyeşil çayırlardaki çiçekler şarkı söylermiş bazen.
Bense bir günün daha sonunda güneş ırmağı kanatırken,
Haykırırmışım.
Nasıl geçeceğim geceden ve gün doğumundan,
Nasıl kendimi bırakıp düşeceğim ırmağa,
Nasıl bakacağım yıldızları örten büyük dağlara,
Nasıl dinleyeceğim çicekleri uyumadan önce...
Ve evin kapısı açılmış.
Hoş bir yemek kokusu sarmış çayırı.
Dağlara kadar ulaşmış hatta.
Kapıdan ben çıkmışım sonra.
Koşmaya başlamışım toprağı içimde hissederek.
Ve şarkı söylüyormuşum,
Nasıl da koşuyorum gün tekrar batarken,
Hep koşacağım.
Nasıl da gülümsüyor balıklar bana
Ve kuşlar selam ediyor göklerden...
Ben hem ağlıyor hem gülüyormuşum içimden.
Ve sonra ikimiz de esen rüzgarı içimizde hissetmişiz.
Güneş rüzgarla sürüklenirken,
Gülümseyerek yer değiştirmişiz.
Güneş doğmaya ve batmaya devam etmiş.
Yıldızlar da görünüp kaybolmaya.
Ve oralar hiç değişmemiş.
Hiç değişmeyecekmiş.
Batıkan
_________________ Ve sonbahar gelmeden topraÄ?a düÅ?tü yeÅ?il renkli yaprak, geceyi beklemeden ortaya çıkan ayla birlikte.
Last edited by Lugtarias on Sun Apr 05, 2009 5:34 pm; edited 1 time in total
Uzun zamandır pek şiir koymuyordun Lugtarias, sonunda güzel bir şiirle geri döndün şiiri beğenmiş olsam da bir kaç gözümü rahatsız eden ayrıntı oldu. Tabi ki unutkanlığına gelmiş olmalı bir kaç yerde ayrı yazılması gereken deler filan bitişik yazılmış o o kadar mühim değil de bir kaç yerde "ve" bağlacıyla dizeleri başlatman şiirin akıcılığını bozmuş gibi geldi bana, bilmem diğer okuyanlar ne düşünür. Ama onun haricinde anlatım tarzın çok güzel, yeni şiirlerini bekliyorum.
Tabi benim pek bir ozan kişiliğim yok, diğer şiir yazan arkadaşlar daha güzel yorumlar yapacaktır muhakkak. Ben biraz yazı dili ve türk dili kuralları açısından ele aldım. şiirsellik türünden herkesin yorumu farklı olacaktır, bana göre şiirin çok güzel ve iç açıcıydı. Herkesin de benzer yorumlar yapacağına eminim.
Gözüme çarpan iki de'yi düzelttim şimdi. Sanıyorum başka hata yok Çnce özür dilemek isterim tüm diyardan uzun süredir şiir koyamadığım için başlığa. Dağınıkça yazıyordum şiirlerimi, buraya son yazdığım şiirden beri. Birçoğunu bulamıyorum şimdi, nerdeler bilmiyorum. O yüzden koyamadım aslında... Buldukça koyacağım.
Yazım konusundaki uyarıların için çok teşekkür ederim catboy. şiiri beğenmene de çok sevindim. Ozan kişiliğin olsun ya da olmasın, tüm yorumlar değerlidir
Yeni şiirler gelecektir...
_________________ Ve sonbahar gelmeden topraÄ?a düÅ?tü yeÅ?il renkli yaprak, geceyi beklemeden ortaya çıkan ayla birlikte.
Kardeş defterine bir katkı olsun dedim. Hem de eski ozan geleneğini sürdürelim, değil mi? : )
Değişen bir şeyler olsa da hep
Bir şeyler hep aynı kalır
Bir yanımız hep çocuk kalır mesela
Bir yanımızsa genç
Ne kadar büyürsek büyüyelim
Betondan kuleler yükselirken şehirlerden
Yine de eski ormanlardan, çöllerden çayırlardan
Yaşar bir parça en umulmadık yerlerde
Ve bir şehir terk edildiğinde
Yine de bir parçası yaşar
Oraya hayat vermiş insanların
Artık bomboş duran sokaklarında şehrin
Aynı kalır bir yan hep
Değişime inat
Ve bizler yorulduğumuzda değişen Dünyadan
Hep o yana bakarız
Tıpkı eskisi gibi kalan bir şeyleri arayarak...
_________________ HARBE GÄ°DEN
Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
Orhan Veliden
Hiçbir derdim olmadan
Elimde bir kase, kocaman
İçinde güzel kokan patlamış mısırlar
Rahatça uzanmak
Ve ağız tadıyla güzel bir film izlemek...
Tasasızca yine
Sinemaya gitmek
Bildik reklamların ardından
Mısırımla film izlemek...
Bazen güzel bir kız
Ve onunla takılmak.
Doyasıya öpüşmek sevişmek...
Sonra vedalaşmak
Hiçbirşey olmamış gibi.
Arkamızı dönüp birbirimize,
Uzaklaşmak sessizce.
Vedalaşmadan önce
Patlamış mısır yemişçesine!
Kimi zamansa okumak delicesine.
Sararmış sayfaları ve ağarmış kapağıyla
Eski ve patlamış mısırı hatırlatan bir kitabı.
Sonra patlamış mısırın hayalini kurmak.
Yiyerek bir yandan patlamış mısırı.
Neden huzurun çağrışımı sensin bende
Diye sorsam mı diye düşünmek elimdekine
Sonra vazgeçmek sakince.
Düşünedurmak bitine kadar elimdekiler...
Batıkan
_________________ Ve sonbahar gelmeden topraÄ?a düÅ?tü yeÅ?il renkli yaprak, geceyi beklemeden ortaya çıkan ayla birlikte.
Kardeş, son sınav silsilesinin ortasındaydık ben bu şiiri yazdığımda. Yani bir iki hafta kadar önce. İyice bunalmıştım sınavlardan, dershaneden falan. Her boş kaldığım an, rahatça koltuga uzanıp patlamış mısır yiyerek keyif yapmanın hayalini kurduğumu farkettim istemsizce =) Bir akşam test kitabını kaldırıp boş bi sayfa aldım önüme aklıma geleni yazdım. Bu şiir çıktı ortaya =) Bana da çok garip ve eğlenceli geldi okuyunca. Ağzında patlamış mısır tadı bırakmasına da gerçekten sevindim.
_________________ Ve sonbahar gelmeden topraÄ?a düÅ?tü yeÅ?il renkli yaprak, geceyi beklemeden ortaya çıkan ayla birlikte.
Kapı çalcak sanki şimdi
Hep olduğu gibi…
Çst tarafı bi defa kilitli
Çnce onu açcam kim o derken
Masti’yi görcem gülümserken
Sanki…
Her zamanki gibi
Gircek sırıtarak içeri.
Ben de tabi.
Muhabbet döncek.
Edecek muhabbet olsa da olmasa da.
Böyleydik zaten hep kendi aramızda.
Hiç olmadı başka.
Gidiyon şimdi len
Hala inanamıyom ben inan
Hiçbirimiz inanamıyoz oğlum
Sizin apartmana her düştüğünde yolum
İçten nemli gözlerle anıcam seni
Ağzımda efes tadı
Sağlam dosttun sen kardeş
Harbiden öyleydin, öylesin de.
Kusura bakma gidince sen geçmişli çıktı söz
Hep aramızdasın sen buradasın biliyon.
Yıllar, saniyeler, günler, aylar, saatler, haftalar…
Nice zamanlar
Nice anılar…
Alışık değilim gibi sanki…
Alışığım böyle mesafelenmeye.
Ama değil gibiyim be kardeş.
Bu sefer değil gibiyim.
Çzliycem seni.
Çzliycez.
İzmir özliycek.
Bin trene gel.
Güleriz biraz, bişeyler içeriz.
Çnce Teo sonra Mustafa şimdi de sen.
Bu sefer kaybolmaz mı giden?
Gölgelerinden çıkıp geçmişin,
Bu hayatın tekdüzeliğine haykırırcasına,
Gel kafana estikçe gene.
Kapı çaldığında biliyim sen olduğunu.
Gidelim diğerlerini almaya.
Cebimizde para da varsa,
Eğleniriz biliyon.
Para yoksa da
Yine eğleniriz, yaşarız.
Yaşamak gönlünce….
Bilirsin bunun anlamını.
Çğrendik dostum sıyrılarak
Unutma kardi bizi.
Biz seni unutmıycaz söz.
Hoşça kal orda.
Çzülmeden kal.
00.52 17.06.09
Batıkan
_________________ Ve sonbahar gelmeden topraÄ?a düÅ?tü yeÅ?il renkli yaprak, geceyi beklemeden ortaya çıkan ayla birlikte.
Yazacak şey bulmak zor bazen.
Ne kadar kaptırarak yazmak istesen,
Nafile.
Çünkü duygu denilen o şeyler var ya,
Onlar bazen içimi bir göle benzetiyorlar.
Çzerine yağmur yağan ala bulutlardan,
İçine su akan ırmaklardan...
Bir yandan güneş dokunan yüzüne
Yiterek, solarak, dibe giden huzmeleriyle.
Bir yandan koca göğün gölgesi,
Donuk havanın kasveti...
Uçan kuşlar olan üzerinde,
Ve zıplamayı bilmeyen balıklar içinde.
Bazen çok uzaklardan,
Rüzgar gelir
Bir koku salıverir
Güzeldir...
Gölden çiçekler yükselir.
Bazen şimşekler çakar
Göl korkar, suyu yeşerir.
Yıldırım düşer içine.
Herşey karışır.
Karışıkken iyice karışır.
İşte duygular adamı böyle yazmaya zorlar.
Yazıp da düşündürür.
Bir bakmışsın
Kaçmış ucu ipin.
şimdi hem sevinçliyim ben
Hem kararsız...
Hem korkağım,
Çlümüne saklı bir korkaklık.
Hem delicesine cesurum
Hissediyorum.
Çzgün değilim hüzünlüyüm.
Boşluktayım ama kayıp da değilim.
Devam edeceğim.
Biliyorum.
Gerçek bir gölün suyu asla durulmaz.
Yalnızca duru gözükür.
Hiç durulmaz.
Yalnızca insanlar öyle sanar...
Durulmasın da zaten.
Gölleri böyle seviyorum ben.
Batıkan 22.06.09 / 02.24
_________________ Ve sonbahar gelmeden topraÄ?a düÅ?tü yeÅ?il renkli yaprak, geceyi beklemeden ortaya çıkan ayla birlikte.
View next topic View previous topic
You cannot post new topics in this forum You cannot reply to topics in this forum You cannot edit your posts in this forum You cannot delete your posts in this forum You cannot vote in polls in this forum
FRPWorld.Com ülkemizdeki fantezi edebiyatı ve frp sevenleri bir araya getirmeyi amaçlayan bir web sitesidir. 2003 yılında kurulmuş olan sitemiz kullanıcı ve yöneticilerimizin katkıları ile büyüyüp Türkiyenin en büyük frp sitelerinden birisi olmuştur. Galerisi, indirilecekler kısmı, akademisi, yazarları ile sitemiz tam bir frp hazinesidir. FRPWorld sizin de desteklerinizle böyle olmaya devam edecektir. FRP'nin doyumsuzca yaşandığı bu diyara hoş geldiniz.
FRPWorld, yeni bir frp dünyası
Sitede bulunan yazı, doküman ve diğer içerikler siteye ait olup başkaları tarafından kopyalanması, dağıtılması ya da ticari amaçla kullanılması yasaktır. Siteye yapmış olduğunuz katkılar frpworld.com'un olup bunları yayınlama ya da yayınlamama hakkı site yöneticilerine aittir.