Joined: Nov 29, 2006
Posts: 864
Location: Istanbul
Posted:
Tue Oct 23, 2007 5:13 pm
şiir yazmayı pek sevmem ama bazen duygular o kadar hızlı ve güçlü geliyorlar ki, onları kurgunun bıçağı ile yontup, bir karaktere şekillendiremeden kağıda saçmak zorunda kalıyorum. Bu yüzden de nizami şiir olmuyorlar çoğunlukla, zaten çoğunu da atıyorum veya bir hikayede kullanıyorum.
Burada bu artıkları sizlerle paylaşacağım. Daha çok bir karalama defteri gibi olacağı için yorumlarınızı da buraya yazabilirsiniz.
Hatta size de bir anda gelirse bana geldiği gibi, çekinmeyin siz de bir şeyler ekleyin.
Sonuçta bu ocağın başında biz bizeyiz...
İlk paylaşmak istediğim şiir bu...
Bazen
Bazen yatmadan önce oluyor, bazen uyandığımda.
Bazen yolda giderken, trafik sıkıştığında,
camdan dışarıya bakarken ...
Bazen hüzünlü bir şarkı duyduğumda,
bazen annesinin peşinden yürüyen yavru köpeği gördüğümde oluyor.
Dalıp gidiyorum.
Bir elin ensemde dolaştığını hissetmek istiyorum.
İnce narin kolların beni kendisine çekmesini istiyorum.
Yumuşak ıslak dudakların yanaklarımda gezmesini,
cilveli kıvrak baş parmağın dudaklarımda dolaşmasını istiyorum.
Sevgilimin nefesini soluyana kadar nefesimi tutmak istiyorum.
Sıcak, güven veren ama bunaltmayan,
yapışmayan bir yatakta uyanmak istiyorum.
Bir başkasının bacaklarının bacaklarıma sürtmesini,
onun yanlışlıkla yatakta dönüp dururken beni uyandırmasını istiyorum.
Sabahın pembe dokusunu onun dudaklarında öpmek istiyorum ...
Bazen cansız yastığımın kalp atışlarıyla dolmasını istiyorum.
Bazen yatağımda ilk ve son uyanan ben olmak istemiyorum.
Sessizce kalkıp onu uyandırmamak için parmaklarımın ucunda yürümek istiyorum.
Bazen onu uyandırmak için mahcup bir bahane bulmak istiyorum,
bazen kendi kendime uyanmak istemiyorum ...
Bazen parmaklarımın arasında süzülen saçları hissediyorum ...
Bazen yatakta onun kokusunu soluyorum,
bazen tenim onun kalktığı boşluğun yiten sıcaklığını hissediyor.
Böyle zamanlarda açmıyorum gözlerimi, onları anılara kapatıyorum.
Gözlerime inanmamak için dört duyumu feda etmek istiyorum.
Hiç bir şey hissetmemeyi bir şeyler hissetmeye yeğliyorum.
Bazen anahtarı çevirmek istemiyorum, zile uzun uzun basıyorum.
Açan olmayacağını bildiğim halde,
Megafona yaklaşıp Ben geldim demek istiyorum.
Gözlerine baktığımda kendimi görmek istiyorum,
elimi sıktığımda boş kalmasını istemiyorum.
Soğuk havalarda bedenimin ısısını paylaşmayı,
nefesimin buharının üşüyen elleri ısıtmasını istiyorum.
Bazen uyumayı ve hep onun yanında uyanmayı istiyorum...
Bazen...
Bazen birisinin bana aslında onun başından beri uyuduğunu
ve sadece benim yanımda uyandığını söylemesini istiyorum...
_________________ <div><strong>ÇıÄ?lıkta henüz umut vardır, çıÄ?lık atmak güç ister. Tehlike, fısıltıdadır. Çünkü fısıltı bir tükeniÅ?in ifadesidir.</strong></div>
Benim fikrimce şiirler neredeyse hep insanın elinden kaçar. Çok az şiir en baştan sağlam bir planla ortaya çıkıyor diye düşünüyorum. Bazı şiirler sadece yazıya dökülmeden önce duygularla biraz daha fazla şekil kazanır. Bazılarının üzerinde de ortaya çıktıktan sonra bazı şekiller verilir. Bazen de doğal halleri korunur...
Bence şiirin çok güzel. Duygularını da gayet güzel anlatmış en azından bana anlatabilidi. Frpworld ozanlarının arasına hoş geldin Bogus Kardeşim.
_________________ HARBE GÄ°DEN
Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
Orhan Veliden
Tek nefeslik canıma,
Bir atımlık yüreğime,
Son kez seven gönlüme acıyın,
Bir veda borcum var karanlığa,
Bırakın kalayım.
_________________ <div><strong>ÇıÄ?lıkta henüz umut vardır, çıÄ?lık atmak güç ister. Tehlike, fısıltıdadır. Çünkü fısıltı bir tükeniÅ?in ifadesidir.</strong></div>
Last edited by Bogus on Fri Nov 09, 2007 10:44 am; edited 1 time in total
Joined: Nov 29, 2006
Posts: 864
Location: Istanbul
Posted:
Thu Nov 01, 2007 7:36 pm
şiirler hakkında fikirlerinizi paylaştığınız için çok teşekkür ederim.
Firble şiirin çok güzel, bunu benim karalama defterime yazdığın için çok teşekkür ederim.
Hayır farklı bir şey yalnızlık
Çyle ki nerede olursan ol
Ve kaç kişi olsa da yanında
Sadece daha da fazla anlıyorsun
Ne kadar yalnız olduğunu
özellikle bu kıta çok hoşuma gitti, ama genel olarak şiirin benimkinin arkasından çok anlamlı gelmiş.
Merak etmeyin, şiirler gelmeye devam edecek
_________________ <div><strong>ÇıÄ?lıkta henüz umut vardır, çıÄ?lık atmak güç ister. Tehlike, fısıltıdadır. Çünkü fısıltı bir tükeniÅ?in ifadesidir.</strong></div>
Joined: Nov 29, 2006
Posts: 864
Location: Istanbul
Posted:
Thu Nov 01, 2007 8:23 pm
Bu şiiri paylaşıp paylaşmama konusunda biraz kararsız kaldım. Biraz müstehcen, ama anlayana tabii. Çok sevdiğim bir şiirim olduğu için en sonunda buraya yazmaya karar verdim.
Umarım bunu da beğenirsiniz, tartışmak isterseniz üstünde tartışırız da...
Kızıl Gelincik Goncası
Acı ile çekilip
Göz yaşıyla verilen
Bir nefeste bitti,
On altı yılın masumluğu.
Daha bahar bitmeden,
Kavruk tenli terli yaz
Kavurdu goncayı dalında
Düşmeden çiği toprağa.
Koptu mantar bir kez
Dar boynundan şişenin,
Akıyor yerlerine Seyran'ın
Sıcak lal'i yaşamın.
Kızıl gelincik açıyor
Beyaz pamuk tarlasında
Rahat olsun gönüller
Kanıyor Ar'ın yarası!
Mest ile çekilip
Helak olup verilen
Bir nefes kadar sürdü,
Yaz'ın alaz coşkusu.
Böyle başlamış bu hikaye,
Devam edecek böyle...
Elmayı Adem yer ama,
Havva büyütür tohumu.
_________________ <div><strong>ÇıÄ?lıkta henüz umut vardır, çıÄ?lık atmak güç ister. Tehlike, fısıltıdadır. Çünkü fısıltı bir tükeniÅ?in ifadesidir.</strong></div>
Bazı noktalarını anladım Bogus bazı noktalarına da biraz okuyan anlam katıyor gibi... Evet müstechen bir şiir olarak düşünüldüğünde epey müstechen yanları var... : ) ) )
_________________ HARBE GÄ°DEN
Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
Orhan Veliden
Joined: Nov 29, 2006
Posts: 864
Location: Istanbul
Posted:
Sat Nov 03, 2007 9:49 pm
Pastoral bir şiir değil, size bu kadarını rahatlıkla söyleyebilirim. Elbette her kıtasını yazarken aklımda anlatmak istediğim bir şey vardı ama buraya tam açıklamasını yazamam.
Yine de şiirin anlatığı şeyi "kötü yanlar" olarak tanımlamak istemiyorum. Zaten şiiri yazmamın amacı da bu "kötü"yü daha farklı biraz daha doğal şekilde anlatmaktı.
şiirlerin en güzel yanı da bu zaten, bir çok yönden bir insana benziyorlar. Demek istediğim birisi onları yaratıyor ve ona kendinden anlamlar yüklüyor. Ama tıpkı doğup yetiştirilen bir çocuk gibi daha sonra kendisi de bazı anlamlar kazanıyor, elbette tanıştığı, onu okuyan insanlar tarafından.
Bu yüzden herkes şiirden ne anlıyorsa şiirim onu anlatmak istiyor. Belki ben değil, ama eminim ki o size anlatmak istediğini anlattı.
Büyük bir sürpriz değil ama şiir bekaretini kaybeden genç bir kız hakkında... Müstehcen evet ama kesinlikle ayıp ya da kötü değil. Eğer edebiyat insanı anlatacaksa, bu da insanın bir parçası.
_________________ <div><strong>ÇıÄ?lıkta henüz umut vardır, çıÄ?lık atmak güç ister. Tehlike, fısıltıdadır. Çünkü fısıltı bir tükeniÅ?in ifadesidir.</strong></div>
Joined: Nov 29, 2006
Posts: 864
Location: Istanbul
Posted:
Fri Nov 09, 2007 7:47 pm
Korkuluk ve Köylü Çocuk
Çiftçi Ali yaptı beni,
Kurak tarla gibi çatlak
Ayalarının arasında
Samandan, bezden, tahtadan.
Dikti tarlanın ortasına
Ve parmağını sallayıp dedi ki bana:
Karganın gagası asla
Bu tohumlara dokunmaya!
Peki dedim bekledim,
Rüzgar esti döndüm,
Güneş doğdu piştim,
Gece oldu dondum!
Sonra sen geldin,
Bir akşam güneş batarken,
Küçüktün ufacıktın,
Daracık gölgeme sığdın.
Anlattın bana hikayeni,
Nasıl tırmandığını ağaca
Düşmeyi düşünmeden
İnmeyi öğrenmeden...
Anlattın bana sırrını,
Nasıl sevdiğini Fatma'yı
Çpmeyi düşünmeden
Kıskanmayı bilmeden...
Her şey oyun senin için,
Saf köylü çocuğu ve
Bütün oyunlar gerçek
Evvel zaman içinde!
Ben samandan bezden tahtadan,
Sen etten kemikten kandan,
Dinledik ve konuştuk sadece
bizim bildiğimiz ortak bir lisandan.
Sonra Eylül oldu bir gün,
Gelmez oldun batarken güneş,
Zaten sığmıyordun artık
Toprağa düşen gölgeme.
Dediler ki çapacı kadınlar,
Konuşurken aralarında
Okudu adam oldu, göçtü çoktan
şehre yeni lisanlar öğrenmeye.
Döndüm yine bırakıp
Esen rüzgara kendimi,
Baktım batan güneşe,
Belki geri gelirsin diye.
Genç bir delikanlı geldi,
Oturdu toprağa, baktı yüzüme.
Yüz dediğim kefen bir çuval ve
Ona ilişmiş iki siyah düğme.
Dedim ki sana sessizce,
Sen yokken ben, üzülmeyesin diye
Yağmur yağarken ağlarım
Göz yaşlarımı görmeyesin diye.
Oturdun toprağa, baktın yüzüme,
Mermer bir yüze ve iki siyah kelimeye.
Değiştin saf köylü çocuk,
Ben hala konuşuyorum ama
Duymuyorsun sen beni artık...
_________________ <div><strong>ÇıÄ?lıkta henüz umut vardır, çıÄ?lık atmak güç ister. Tehlike, fısıltıdadır. Çünkü fısıltı bir tükeniÅ?in ifadesidir.</strong></div>
Last edited by Bogus on Fri Nov 09, 2007 8:07 pm; edited 2 times in total
View next topic View previous topic
You cannot post new topics in this forum You cannot reply to topics in this forum You cannot edit your posts in this forum You cannot delete your posts in this forum You cannot vote in polls in this forum
FRPWorld.Com ülkemizdeki fantezi edebiyatı ve frp sevenleri bir araya getirmeyi amaçlayan bir web sitesidir. 2003 yılında kurulmuş olan sitemiz kullanıcı ve yöneticilerimizin katkıları ile büyüyüp Türkiyenin en büyük frp sitelerinden birisi olmuştur. Galerisi, indirilecekler kısmı, akademisi, yazarları ile sitemiz tam bir frp hazinesidir. FRPWorld sizin de desteklerinizle böyle olmaya devam edecektir. FRP'nin doyumsuzca yaşandığı bu diyara hoş geldiniz.
FRPWorld, yeni bir frp dünyası
Sitede bulunan yazı, doküman ve diğer içerikler siteye ait olup başkaları tarafından kopyalanması, dağıtılması ya da ticari amaçla kullanılması yasaktır. Siteye yapmış olduğunuz katkılar frpworld.com'un olup bunları yayınlama ya da yayınlamama hakkı site yöneticilerine aittir.