Joined: May 20, 2003
Posts: 818
Location: Istanbul
Posted:
Tue Mar 28, 2006 3:57 pm
Dilbao wrote:
Meraklı genç: -Merkez denilen yere nerden baş vuruluyo ya
Yaşlı amca: -(uff bu da kim) Aha şu duvardan... Git oraya baş vur!
M: -Hadi ya!! Çok kolaymış, peki hemen tepki veriyolar mı?
Y: -(git başımdaaan) Sen başla onlar bulur seni...
M: -Peki...
Ve ardından meraklı genç duvara başını vurmaya başlar...
Çocuk büyümüş, artık 20li yaşlarına gelmiştir. Zihin gücünü kullanmayı öğrenmiştir ve baş vurmadığı sürelerde zihninde oluşturduğu enerji ile büyüsel etkiler yaratıyordu. Onun gibilere şehirliler psion derlerdi.
Çocukluğunda alışkanlık olan sağa sola baş vurmasından dolayı artık kafası neredeyse demiri bi kıracak kadar sertleşmiştir. E tabi bunun için birkaç beyin hücresini heba ettiği ortadadır ama baş vururken kimin düşünmeye ihtiyacı vardır ki?
Geçen zaman ona sağlam kafa haricinde sağlam bir vücut da vermiştir elbette. E sonuçta sağlam kafanın durduğu yerin da sağlam olması gerek. Sadece baş vurarak nereye kadar, değil mi? Biraz da kol, bacak ve yumruk, tekme de vurmak gerekir.
Ama genç elbette tüm zamanı baş vurma çalışmalarına harcamamaktadır. Bunun yanında büyü de öğrenmiştir öğrenebildiği kadar. Bir yandan kafası önde koşarken, kel başınından gösterdiği yöne ateştopu atabilmek öyle herkesin yapabileceği birşey değildir.
Ailesini çocuk yaşta kaybetmesinden geceleri ayakta yalmayı da öğrenmiştir. Ama bu tarz pis işleri zorda kalmadıkça yapmaz elbette. Çünkü ailesini kaybettikten sonra yanında kaldığı yaşlı bir yardım severin haytına yanlışlıka son vermiştir. Yolda yürülerken arkada kalan yaşlı amca, koşarak gence yetişir ve sessizce gencin sırtına dokunur, bunu beklemeyen genç, öyle bir hızla gerye dönüp kafa atar ki kendi bile bunu nası yaptığını anlayamaz. Sonuç; bir ölü.
Bu kaybın ardından bir tapınağa katılır ruhunu dinlendirmek için. Bir yıl kadar tanrıları öğrenir burada, ruh ve bedenin farkını öğrenir. Büyü, inanç ve beden arasındaki farkı öğrenir.
Bir yılın sonunda tapınağın baş sahibi ona hazır olduğunu söyler, "artık başvurmanın zamanı geldi" der;
-Peki. Ama nereye, ne için?
-Kendin için, normalden farklı olduğun için, bildiğin konularda başrılı olduğun için...
-Başarılı mı? Hangi konu mesela??
-Bilgiğin her konuda, sen şu ana kadar yetiştirdiklerim arasında en farklı olanısın, sanki daha sana anlatılmamış şeyleri biliyorsun da farkında değilsin.
-Çlemi?! (Gencin yüzünde garip bir gaza gelme ifadesi oluşur)
-Çyle, zamanla öğrenirsin.
-Demek öyle ha! Naapcağımı biliyorum, hemen gidiyorum! (Gazı alan genç, son gaz baş vuru için ilerlemektedir)
-Ya du-, bi bekl-, offf, sen bilirsin
Genç, yine ne yapacağını bilmeden baş vurmaya gitmektedir. İlk başvurusunu yaptığı yerdaki duvarı büyük gün için yeniden inşa etmiştir. Ve büyük gün gelmiştir. Duvarın karşısına geçer, başını geriye atar veee....
NOT: Yapacağım psion karakter için ustalık sınavına başvuruyorum.
Saygılar...
kafa duvardan lap diye içeri geçti..sanki baloncuktan içeri girmişti..
içerde havada asılı duran bir dünya soru vardı... soruların hepsi kayalara yazılmış ve bu kayaların hepsinde soruyu görmek için kaç kafa atılması gerektiği yazıyordu.
genç önündeki ilk kayaya gitti..içindeki, kafayı bir yerlere vurma hissi dayanılmaz boyuttaydı..hele duvar içeri kaçmamışmıydı...nasıl sinir olmuştu, anlatılamazdı... Alnı fena kaşınıyordu. Acımasından öte birşeydi hemde bu.
3 diyordu kaya...... Genç adam kayaya doğru uçtu ve kafayı kayaya çaktı. Ardından devam etti.
2.....3.... ve kaya karpuz gibi patladı...
birinci soru gelmişti.....
_________________ Bu kullanıcı siteden ayrılan fakat forum düzeni açısından mesajlarının durması gereken kullanıcılar için ayrılmıÅ?tır. Kullanıcı kesinlikle yoktur. Sorumluluk ve yükümlülükleri site yönetimindedir
Geç adam oluşan sonsuz evrendeki kabarcıkların birinden diğerine doğru atlama devam etti. Garip grupsoru işaretçikleri uçuşuyor, bilincinin önünde birer patlayıp yok oluyolardı. Biri, bir diğeri ve bir başkası daha.
Gencin bilinci bu sırada genişlemiş ve yaratılan evreni kaplayacak seviyeyi gelmişti. Nihayet sosuzluk yada bir göz kırpması kadar zaman sonra (hangi lanet tanrılar bilebilirdi ki?) varoluşun içinde yanlız kaldığı farketti.
Farkındalığını farkettiği anda da bedenine geri dönmüştü. şimdi kafasında bir yer elması büyüklüğünde bir şişlik vardı ancak önünde yepyeni yollar ve görülmeyen çizgiler uzanıyordu.
Böylece meraklı genç adam bilinmeyeni keşfetmekteki yolculuğuna kafasında kocaman bir şişlik ve sınırsız bir bilinç katmanı ile başlamıştı...
View next topic View previous topic
You cannot post new topics in this forum You cannot reply to topics in this forum You cannot edit your posts in this forum You cannot delete your posts in this forum You cannot vote in polls in this forum
FRPWorld.Com ülkemizdeki fantezi edebiyatı ve frp sevenleri bir araya getirmeyi amaçlayan bir web sitesidir. 2003 yılında kurulmuş olan sitemiz kullanıcı ve yöneticilerimizin katkıları ile büyüyüp Türkiyenin en büyük frp sitelerinden birisi olmuştur. Galerisi, indirilecekler kısmı, akademisi, yazarları ile sitemiz tam bir frp hazinesidir. FRPWorld sizin de desteklerinizle böyle olmaya devam edecektir. FRP'nin doyumsuzca yaşandığı bu diyara hoş geldiniz.
FRPWorld, yeni bir frp dünyası
Sitede bulunan yazı, doküman ve diğer içerikler siteye ait olup başkaları tarafından kopyalanması, dağıtılması ya da ticari amaçla kullanılması yasaktır. Siteye yapmış olduğunuz katkılar frpworld.com'un olup bunları yayınlama ya da yayınlamama hakkı site yöneticilerine aittir.