Frp World Ana Menü
  • Frp World
    » Anasayfa
    » Forum
    » Anketler
    » Akademi
    » Kitap Tanıtımları
    » Haber Arşivi
    » Haber Gönderin
    » Makale Gönderin

  • Üyelere Özel

  • Kişisel
    » Hesabınız
    » Özel Mesajlar
    » Üye Listesi
    » Üye Arama
    » Siteden Çıkış

  • Site Bilgileri
    » Top10
    » Site Hakkında Yorumlarınız
    » İstatistikler
    » Destekleyen Siteler

  • Kullanıcı Menüsü
    Hoşgeldin, Diyar Gezgini
    Üye Adı
    Şifre
    (Kayıt Ol)
    Üyelik:
    Son Üye: yxeqivyb
    Bugün: 22
    Dün: 23
    Toplam: 90351

    Şu An Bağlı:
    Ziyaretçi: 935
    Üye: 1
    Toplam: 936

    Şu An Bağlı:
    01 : yxeqivyb

    FrpWorld.Com :: View topic - Yarım Kalanlar
    Forum FAQ  |  Search  |  Memberlist  |  Usergroups   |  Register   |  Profile  |  Private Messages  |  Log in

     Yarım Kalanlar View next topic
    View previous topic
    Post new topicReply to topic
    Author Message
    QuelSaruk
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: May 31, 2004
    Posts: 370
    Location: Mat-la-Tari

    PostPosted: Wed Aug 11, 2004 2:30 pm Reply with quoteBack to top

    (BÇYLE VURURLAR İLHAM DENİLEN PERİYİ)


    Her zamanki bir sabahın farklı uykusuzluklarında uyanmıştım yine.dışarıda rüzgar esiyordu.ninni gibi dinlerken rüzgarın huzur sarhoşluğunu hiç kalkasım gelmiyordu yataktan.sıcakcık yatağımda denize düşen gibi sarındım yorganıma.iliklerime kadar çektim gecenin uykulu sıcağını.gözlerimi araladım yaramaz bir çocuk gibi.az sonra saatin alarmı başlardı bağıramaya kalksana olum der gibi.üşendim kalkıp alarmı çalmadan kapatmaya.offfff ne kötü bir uyanış hep alarmdan 1-2 dakika erken uyanmak.bazı sabahlar dalga geçerdim saatle Â?nasıl taktım sana zuhahahaaa,bide saat olucan ha zuhahaaa Â?diye.uyku sersemliği işte naparsın. Bazı sabahlarda da aman uykusu bölünmesin diye yavaşça iptal ederdim alarmını saatin.bu sabah bunları düşünmekten gülerken kendi kendime yetişemiyorum saate ve bu sefer o benimle dalga geçmeye başlıyor.hemen kapatıyorum çenesini.deli miyim ben kendi kendime gülüyorum.ayağa kalkıp odamın kapısını açıyorum.lanet olsun gün ışıkları nasılda saldırıyor göz bebeklerime akbabaların leşlere saldırdığı gibi.nefret mi ediyorum güneşten ne.kamaşarak gözlerimle yürüyorum banyoya.offffff ya çok uykum var...esniyorum yakarken lambaları .ulan ne uyuz bir şeysin sen ışık.hiç mi saygın yok gözümün bebeklerine?üşüyorum zaten, terlemiş vücudum.çeşmeyi açıyorum zamanı salarmış gibi gecenin mahmurluğundan.serinliğini hissedip ürperiyorum.zorlada olsa elimi yüzümü yıkıyorum küfür ederek.
    İşte yeni bir gün başlıyor yüzümdeki serinlikte.biraz saçlarımla dans edip, soyunuyorum askıdaki kıyafetlerime.uykulu kırıntılar gözlerimde giyiniyorum.hayret bu sabah hiç çişim gelmiyor.gelse de üşenirdim zaten.gidince dükkana yaparım dedim.sokak kapısına ilerledim.buruk bir mahmurluk vardı adımlarımda..ahhhhhhh ah ölene kadar uyumak isterdim halbuki.eğilip ayakkabılarımı bağlarken hayattın zorluklarını düşünüyordum;bok var sanki çalışmak zorundayız filan falan.aslında sabahları neşeli olurdum ama bilmem bu gün niye böyle kalktım .dışarıda esen rüzgar olsa gerek dedim kendime.çok severimde rüzgarı.ama bu havalarda da sadece keyif yapmak isterim.bu yüzden kızıyorum ya bu hayata.
    ayağa kalkıp kapıyı açıyorum .apartmandan dışarı çıkınca taze bir günün rüzgarları yalıyor yüzümü huzur doluyorum.karamsarlığım daha yeşermeden soluyor sanki.gülüyorum...
    dükkana doğru gidiyorum ağır ağır.kafamda aynı işler. birkaç manyak çocuk sabahın köründe oyun oymak için bekliyordur beni kapıda.eminim.temizlik filan.sonra ufak bir kahvaltı.biraz yazı yazarım diye düşünüyordum.parkın içinden geçerken her zamanki gibi hayranlıkla izliyorum ağaçların muhteşemliğini.ilk bahar kadar güzel bir mevsim var mı ya.hele rüzgarlarla oynaştıkça ağaçlar daha bir huzur duyuyorum.
    Kafamda böyle şeyler cirit atarken dolaşan tilkilere dükkanı açıyorum.hayret bekleyenim yok bu sabah.mutlu oluyorum.internet cafenin sakin olduğu zamanları o kadar seviyorum ki .hele sabahları.içeri girip hemen ana makineyi açar haggard dinlemeye başlardım.bu sabahta aynı şekilde başladım işe.bir iki parçadan sonra uykusuzluktan eser kalmamıştı.çayımı da demledim oturdum bilgisayarımın başına.biraz oyalandıktan sonra başladım bir hikaye yazmaya...


    Â?Işıltısız bir gecenin son damlalarını akıtıyordu evren, dünyanın bu unutulmuş diyarına.gökyüzündeki bulutlar fırtınaya gebe dans ederken rüzgarlar esiyordu rüyalarda.şafak vaktine az kalmıştı ki uyandı kabile savaşçısı.başı ağrıyordu.dizlerini çekip yattığı yerde doğruldu.ağrıyan başını ellerinin arasına alıp düşünmeye başlamıştı;
    ne ıslak bir geceydi,oysa daha yağmur bile başlamamıştı ve onun için kaçmak hiç bu kadar terli olmamıştı.Neden ve kimden kaçtığı önemli değildi aslında.birazdan yağmur damlalarını düşürmeye başlayacaktı üzerine ve kaçmak zorundaydı.
    Atlatılması gereken acılar vardı ruhunda ve kabullenmesi gereken değişimler vardı dünyasında.yapılabilecek her şeyi yapmıştı doğru olduğuna inandığı fakat hayat çemberinin bir noktasına takılmaya mahkum bir toplumun parçasıydı ve kuruyan bir yaprak gibi kopmak zorundaydı dalından.
    Biliyordu,aşılması gereken bir ben vardı benliğinde ve unutulması gereken bir geçmiş. çelişkiler filizlenirken ruhunda kaldırdı kafasını savaşçı ve etrafına baktı.yaşam her yerdeydi.rüzgarda savrulan yaprakların sesinde,çiselemeye başlayan yağmurun damlalarındaydı yaşam.silkinip ayağa kalktı.yüzyıllardır sürmüş bir esaretten kurtulmuş gibiydi geriye baktığında. fakat yüreğinde bir burukluk bir korku vardı.nereye gidecekti ?
    Yüreğinde umut vardı aslında.değişimin heyecanını duyumsuyordu ruhunda.buruk bir tadı,kanca gibi bir ağrısı vardı yeniliğin.derin bir nefes aldı,yürümeye başladı.köyünde geçirdiği günler keldi aklına .adımları yavaşlamıştı artık düşünürken geçmişi.diğer çocuklardan farklı yetişmişti ve her zaman en iyisi olmuştu köyünün.bağımsız küçük bir kabilenin insanıydı ama büyük düşler besliyordu beynindeki zindanlarda.ne bilirdi ki zamanı geldiğinde bu düşler koparacaktı tasmalarını.bir kurdun tebessümü belirdi yüzünde bir an.şaşkındı ama mutluydu da içten içe.geçmişi düşünmeye devam etti adımlarının hızında.seneler geçtikçe ailesinden kopmaya başlamıştı.delikanlı çağlarını sürekli kabilesinin sınırları dışında gezerek geçirirdi.bu zamanlarda öğrenmişti avlanmayı.yaz ayları sıcak öğle saatlerinde ağaçların serin karanlıkları altında uyuklardı.vücudundaki kaslar geliştikçe daha bir güvenir olmuştu kendine.avlanırken kafasında hep düşler çalkalanırdı.bu dünyanın gerçeklerini kimse öğretmiyordu ona.diğer çocukların katıldığı eğitimlere katılmıyor,mümkün olduğunca onlarla iyi geçinmeye çalışıyordu.onun aklı tabusuz zamanlarda tasmasız geziyordu.arkadaşlarıydı hepsi ama yinede köle gibi geliyordu ona her biri.ne garip bunca yıl içindeki gerçeğe aykırı yaşamıştı kendisini.

    Yağmur damlaları düşmekten bıkmanın verdiği sinirle intihar edercesine hızla çarpıyordu yeryüzüne.gökyüzü savaşçının vurdumduymaz dalmışlığına kızmış olacak ki kükredi birden ışıklar çizerek bulutlara.birden yere sindi ufak bir bebek gibi.o kadar dalmıştı ki geçmişindeki anılara unutmuştu zamanı ve kendini savaşçı.soluk soluğa kalmış ne kadar süredir yürüdüğünü düşünüyordu şimdi.bir an önce sığınacak bir yer bulmalıydı yeniliklerinde.
    Yerinden doğrulduğu gibi hızla ilerlemeye başladı savaşçı.kendini kamçılanıyor gibi hissettiriyordu bulutların acımasız göz yaşları.o kadar dengesizdi ki içinde taşıdığı ruh,bir mutluluktan bir üzüntüye atlıyor oradan cesarete tırmanıyordu.planlar,hedefler zamanın peşindeki kurtlar misali koşturuyorlardı beyninde.yağmur hiç hızını kesmiyordu kovalarcasına peşindeyken savaşçının.ağaçların dalları daha bir vahşi olmuştu .her adımda geçmişi daha bir geride bırakıyordu savaşçı. tur bindiririm diye düşünüyordu belki savaşçı.gülüyordu çünkü, yüzündeki tüm çarpıklıkla.
    Güneş bulutların ardında ömrünün yarısına yaklaşmıştı ki az ileride bir in gördü savaşçı.ufak bir tepenin yamacında sarmaşıklarla kaplı ağaçlar kapıyordu önünü.korku dolu bir sevinç miydi hissettiği bilmiyordu ama midesinde ağrılar horon tepmeye başlamıştı.yorgunluktan diye düşünüyordu savaşçı.yoksa korkusu cesaretine üstün geldi de gaz mı veriyordu cesarete?üşüyor ama terliyordu soluk soluğa kalmışken.çevreye bakındı dikkatle.izler aradı gözleri otlar arasında,ağaçlar tepesinde .insandan başka her şeye rastladı gözleri.huzurluydu şimdi.belli bir süre burada kamp kurup dinlenmeyi düşündü.acelesi kalmamıştı artık. peşinden koşan var mı yok mu ondan bile emin değildi başından beri ama bir şey vardı kaçtığı kendisinin bile anlamadığı.isimlendiremediği duygularla atıyordu adımlarını.otlar arasında yolunu açarak ilerledi savaşçı.inin önüne geldiğinde durup çevresine bakındı tekrar.hayvan izlerinden başka bir iz yoktu çevresinde.sevindi ,aç kalmayacaktı bu akşam.birde şu bulutlar ağlamayı kesse nede güzel olur diye düşündü savaşçı.Â?


    Diye devam ediyordu yazım.dalıp gitmişken yazmaya ansızın bir telefon geldi.onca hesap açıp kapamalarda bile konsantremi kaybetmemiştim ama bu telefonla nerden bilebilirdim ilhamın vurulacağını.müziğin sesini kısıp telefonu açtım.telefondaki ablamdı.heyecanlı bir muzurlukla
    - bomba!!! diyordu bana.-
    - bil bakalım kimi gördüm.-
    - ne bileyim ben. dedim ,başladım saymaya eskileri ,ümitleri ve ah keşkeleri.saymak biraz yanlış oldu zaten tek isim vardı kafamda ilk seferde bildim onu.
    -
    Yaklaşık yedi sene önce bir kız tanıdım VenüsÂ?ün yansımalarında.dört sene aşkı salladık kucaklarımızda.zamanla yenildi toplumun ahtapot kollarına.büyüdük beraber .o yanlışlarla ben çelişkilerle.uzun hikaye yaşanılanların gölgesi.anlatmıyorum.
    doğru olmayan suçlamalarla ve çocuk kalbiyle bir başına,intihar süsü verilmiş bir ceset gibi bırakılan ben.yanlışların batağında,toplumun yüzsüz tabularında,cehaletin acımasızlığında bir başına o.

    Çiçek yüzlü sevdiğim...

    Ablam konuşmaya devam ediyor benim ölüp dirilişlerimin farkına varmadan.
    -bu gün buraya geldi. diyor.
    -tanımamazlıktan geldi beni .tam konuşacaktım ki kocası geldi yanına.ben gülüyorum...neşeden değil emin olun.ablam konuşmaya devam ediyor.
    -on aylık kızına ayakkabı alacakmış.tekrar gülüyorum...ama bu sefer mutluluktan...dilimi çözebildiğim zaman soruyorum ablama
    -güzel miydi hala diyorum,mutluluk var mıydı gözlerinde?
    -hayır diyor ablam .
    -çirkinleşmiş yıpranmış o güzelliği. diyor.soruyorum.
    -kızı nasıl ona benziyor mu? diyorum.-
    yok.diyor ablam.
    -evdeymiş kızı göremedim.diyor.
    -neyse akşama anlatırım.diyor ve telefonu kapıyor.

    Kahkahalar atmaya başlıyorum.öyle garip bir duygu ki anlatamıyorum.gülsem mi ,ağlasam mı.üzülüyorum gittikçe,düşündükçe.bizim kızımızda olabilirdi diyorum kendime.hayal ediyorum .daha doğrusu gömdüğüm hayallere opotsi yapıyorum.hüzünleniyorum...
    Allah ne büyük diyorum,yaşamak ne kutsal .kabulleniyorum zamanı.bu günün ilhamını gülücüklerle toprağa veriyorum.gözlerim doluyor...
    Sanada mı kıyacaktı çiçek yüzlü sevdiğim,ne günahın vardı ki.diyorum.elveda diyorum bugün için ilhama.bugün yazmasam da olur...

    şimdi siz söyleyin yazılır mı bu hikayenin devamı...

    _________________
    kaçacak yer yok, yaratılmıÅ?sın bir kere...
    Back to top View user's profileSend private messageMSN Messenger
    QuelSaruk
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: May 31, 2004
    Posts: 370
    Location: Mat-la-Tari

    PostPosted: Fri Aug 13, 2004 12:46 pm Reply with quoteBack to top

    eee arkadaşlar yazılırmı bunun devamı .ufak bir kaytarma yazısıydı .yorumlarınızı bekliyorum Wink

    _________________
    kaçacak yer yok, yaratılmıÅ?sın bir kere...
    Back to top View user's profileSend private messageMSN Messenger
    findor
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Jun 28, 2004
    Posts: 2247
    Location: Bursa

    PostPosted: Sat Nov 13, 2004 9:54 am Reply with quoteBack to top

    Gidişin Bir bıçak gibi saplandı kalbime
    ellerine ağzına yüzüne sağlık
    unutmadık unutmayacağız...SadSad

    _________________
    DiÄ?erleri acı çektirirse
    ben kan kustururum...
    Onlar korkutursa ben dehÅ?ete düÅ?ürürüm.
    Ve sizden yada baÅ?kasından alınması
    gereken bir intikam varsa BEN alırım.
    Back to top View user's profileSend private messageSend e-mailVisit poster's websiteMSN Messenger
    Wessago
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Jun 19, 2004
    Posts: 32
    Location: Konya

    PostPosted: Thu Nov 18, 2004 5:13 pm Reply with quoteBack to top

    Tebrikler güzel bir yazı olmuş.
    Back to top View user's profileSend private message
    Ghost_OF_A_Rose
    Site Yazarı
    Site Yazarı





    Joined: Oct 08, 2003
    Posts: 338

    PostPosted: Fri Nov 19, 2004 3:50 pm Reply with quoteBack to top

    sen benim ikizim kalewmini )artık klavye demek lazım herhalde ıyyy iğrenç espri yaptım)
    gerçekten beğendim nadir in,sanlardaqnsın bilirsin mucuks tebrikler;)

    _________________
    YaÅ?am; ölümle onur arasında gidip gelen ince bir çizgiden ibaret..."Toprakla birim" kabul ediyorum bu sözü...
    Back to top View user's profileSend private messageMSN MessengerICQ Number
    scythe
    KutsanmıÅ? KiÅ?i





    Joined: Oct 05, 2003
    Posts: 871
    Location: eskiþehir

    PostPosted: Fri Nov 19, 2004 5:18 pm Reply with quoteBack to top

    başından sonuna gittikçe duygu yoğunluğu artan, "günlük" kokan çok güzel bir yazı olmuş bence... cidden vurmuşsun ilham denilen periyi...

    _________________
    you are not alone ; so don't be afraid in the dark and cold m'thain d'streea
    Back to top View user's profileSend private messageSend e-mailYahoo MessengerMSN Messenger
    Display posts from previous:      
    Post new topicReply to topic


     Jump to:   



    View next topic
    View previous topic
    You cannot post new topics in this forum
    You cannot reply to topics in this forum
    You cannot edit your posts in this forum
    You cannot delete your posts in this forum
    You cannot vote in polls in this forum


    Powered by phpBB © 2001 phpBB Group

    :: HalloweenV2 phpBB Theme Exclusive ::
     
    FRPWorld.Com ülkemizdeki fantezi edebiyatı ve frp sevenleri bir araya getirmeyi amaçlayan bir web sitesidir. 2003 yılında kurulmuş olan sitemiz kullanıcı ve yöneticilerimizin katkıları ile büyüyüp Türkiyenin en büyük frp sitelerinden birisi olmuştur. Galerisi, indirilecekler kısmı, akademisi, yazarları ile sitemiz tam bir frp hazinesidir. FRPWorld sizin de desteklerinizle böyle olmaya devam edecektir. FRP'nin doyumsuzca yaşandığı bu diyara hoş geldiniz.

    FRPWorld, yeni bir frp dünyası


    Sitede bulunan yazı, doküman ve diğer içerikler siteye ait olup başkaları tarafından kopyalanması, dağıtılması ya da ticari amaçla kullanılması yasaktır.
    Siteye yapmış olduğunuz katkılar frpworld.com'un olup bunları yayınlama ya da yayınlamama hakkı site yöneticilerine aittir.


    Sayfa Üretimi: 0.56 Saniye