Bıktım artık
Hatırlamaktan
Çzlemekten, düşünmekten
Her şeyden
Sen hariç her şeyden
Gözlerinden değil
Gözlerinin yokluğundan
Ellerinden değil
Ellerinin yokluğundan bıktım.
Çzledim hep
Gözlerini
Ellerini
Bir kez olsun gülmeni
Adımı söylemeni özledim
Bekledim hep
Karşıma geçmeni
Adımı söylerken
Ellerimi tutup
Seni seviyorum demeni bekledim
Bıktım artık
Yokluğundan bıktım
Son kez gel yanıma
Çzledim seni
Bekledim seni
Acı çekerek
Çzleyerek
Ağlayarak bekledim
Hep bekledim
Hep bekleyeceğim...........
Not:Bu türde, yani ölçüleri hiç takmadan yaptığım şiir demem.Bilmiyorum nasıl oldu.Yazmak istemiyordum biraz, Firble istedi.Gerçekten iyi geldi Firble
_________________ I always knew I was a star And now, the rest of the world seems to agree with me.
The reason we're successful, darling? My overall charisma, of course.
I never thought of myself as the leader. The most important person, perhaps.
Ben de girdim o büyülü ormana, zamanında
İlham perilerinin oynaştığı hoş kokulu çiçeklerin yanında,
Ağaçların serin gölgesiyle güneşin sıcaklığı arasında,
Lapa lapa yağardı sevinç, yaz ortasında.
Mutluluğun rayihası tadında, kuşların tınısında,
Sihirliydi her şey o güzel sahibenin tebaasında
şarhoştum bilmediğim o büyünün etkisi altında.
Büyülü orman cennetten köşe, bir ütopya;
Renklerin konuştuğu, seslerin hoş koktuğu,
Menekşe, lale, gül, orkide ve papatya,
Tabiatın nemli kucağı ve bereketin coştuğu,
Gerçeküstü bir lezzet karışırken havaya,
Kalbimin pır pır eden kelebeklerle koştuğu...
Etkisindeydim, hani o bilindik büyü var ya!
O güzel cadının büyüsü, ormanın cadısı;
Büyüsünden onun güzelliği ve ormanın havası,
O çiçekler, o yeşiller hep göz aldanması
Çyle gerçekti ki kırılgan ümidin sanrısı,
Asla, asla unutulmayacak onun anısı.
Sardığım, sarıldığım gülün diken yarası,
Kan ile yıkanınca aralandı büyünün etkisi.
Yoktur büyünün çaresi, zehrin panzehiri,
Çlüm belki ve zaman onun duygusuz biraderi.
Çöktüğünde karanlık, hayaller ormanına,
Takıntılı evhamlar gibi benliğin harmanına,
İşlemiştir iliğine kekremsi işkence, hatıralarına.
Karanlık hayalet ormanında efsunlu birisi,
Geçmiyor kahrolası büyünün etkisi.
Orman zift karası, ayın şavkı yasak geceye,
Bütün yaratıklar gelmiş secdeye, o üç harfli heceye.
Genzimde is kokusu, soğuk, nemli ve puslu,
Kurbanların tozlu kemikleri yatıyor uslu uslu
Ayağımın altında çatırdıyorlar, hatırlatıyorlar,
Bir zamanlar olduğum beni anımsatıyorlar.
Kara ormanda yürüyenler, yaşayan ölüler her birisi
Geçmiyor o uğursuz, o lanet büyünün etkisi.
Cadı nerede şimdi, lanet cadı göze gözükmez,
Yeni ruhlar, soyut hazlar peşinde açlığı dinmez.
Baykuş, yarasa krallığından, bu geceler ülkesinden,
Çıkmalıyım artık, kurtulmalıyım mezarlık devriyesinden
Takıntılı evhamlar gibi benliğimin harmanına,
İşledi iliğime kekremsi işkence, hatıralarıma,
Sonsuz zaman bile yetmeyecek asla unutmama
Yoktur zehrin panzehiri, büyünün çaresi,
Çlüm denen muamma ve belki cadının kendisi
Çlseydi eğer güzel cadı, geçerdi belki büyünün etkisi
Çlseydi eğer güzel cadı, belki geçerdi büyünün etkisi.
Tozlanmıştı eski hanın rafları,
Ama hiç eskimedi ahşapları.
Tek sakini yuva yapmış kuşları,
Gözlenirdi gelenlerin yolları
Bazen uyusa bile ozanları,
Hatırlanır düşlerde şiirleri.
Sussa bile çalgıların sesleri,
Rüzgar söyler o eski şarkıları,
Dönmüş ise meclisin sakinleri,
Açılsın kapıların kilitleri.
şenlensin de kaybolmasın neşesi,
Sönmesin hiç ocağının ateşi.
Daha ilk döndüğüm anda hece ölçüsüyle yazmanın ne kadar zor olduğunu hatırlattı başlık. Normalde daha serbest yazıyorum ama böyle şeylere gitmiyor değil =)
Burayı hortlatmanın zamanı geldi sanıyorum. Bir çok kişinin şiir yazmaya başladığı yerdi burası. Başkalarına da vesile olur belki.
Eski ozanları ve yeni ozanları selamlarım. Başlığa bir şey karalamak için lütfen çekinmeyin. ZAmanında neredeyse herkes "ama ben şiir yazamam ki" diye başlamıştı. Sıkılmazsanız okuyun =)
_________________ Chaos is the law of nature,
Order is the dream of man.
Efla'nın davetiyle bende bakayım dedim pek iyi sayılmam ama bir hikayem için gerekliydi onun hakkında bir şiir yazayım dedim, bakalım siz nasıl bulacaksınız. Hatamız varsa affola....
Çç Avcılar'ın Liderine
Burada bunca hikaye yazıldı, bunca efsane söylendi,
Ki bir adam vardı, Yıllarca efsanelerde adı geçti,
O bir Kılıç Ustasıydı, namı duyuldu çağlarca,
Sürerdi atını Derin Karanlıklara,…”
O ki karanlıklara sürerken atını
Duraksamadı hiç çünkü ölümdü kararı
Yemin etmişti iyiliğe, doğruluğa, güzelliğe bir solukta.
Korumak için onları tüm ruhunla
Adı Silvan’dı, gözleri yeşil, düşüncesiydi dert.
Adımlarını atarken mağrurdu, sözleri sert
Bakışları ki eritirdi bir güzelliği, ya da yakardı düşmanları
Ama bilirdi gücün de sevgide olacağını
Onun grubuna avcı derlerdi, üç kişiydiler…
Gördükleri kötüleri nasıl da dize getirdiler
Adaleti kılıçla, zekayla bilediler, maydanlarda
Nizam getirdiler Kaosun diyarına
Silvan, Braiyn, March idi adları…
Yaptıkları değildi herkesin harcı
Çünkü işleri korkuyu korkutmak uzaklaştırmaktı.
Diğerlerinin cesaretleri söndüğünde onların yardımına koşmaktı
İşte bu hikaye onlarındır tamamıyla
Onlar ki karanlıktan korkmadılar, onun hiçbir adıyla
Onlar ki masumu korudular, Çektikleri binlerce cefayla
Onlar ki Efsanelerde adı geçti Kaosun çağında
şimdi size onların hikayesini anlatacağım yavaşça
İyi dinleyin! Çünkü bu Çç Avcıların Hikayesi unutulmuştur yıllarda
Bir daha duyamayabilirsiniz, karanlıkların arasında...
Nickoy Waldemer.
Sitihis Halk Ozanı, Kadim Efsaneler Araştırmacısı
Bar Toplantılarından 4. çağ sonlarında kaleme alınmıştır….
_________________ BeÅ? dakika süren savaÅ?lar binlerce yıl süren efsaneler yaratır. O yüzden savaÅ?ta korkuyla deÄ?il tatmin hissi duyarak ölmelisin. O zaman arkandan aÄ?layacak insan kalmıÅ? olur.
Walter yeni bir ozani aramizda gormek cok guzel... Ben de katilayim bir seyler yazayim...
Ofkeliysen kendine hakim olamayacak kadar
Nefes al once
Bil ki ne sekilde olursa olsun sana zarar verecek o ofke
Yine de atamiyorsan onu, icinde tut once.
Ofkenin nedeni kimse anlamasin sakin
Bir dostun varsa ya da o an icin guvendigin biri anlat ona
Ama yikmadan kopruleri
Ne insanligin, ne de eger bir arkadasinsa ofkelendigin arkadasligin
Oyle ki evet yasa ofkeni care yoksa ama ofke gectiginde
Elinde kirik camlarla dolu bir oda
Ve bir daha kurulamayacak bir hayat kalmasin sakin.
_________________ HARBE GÄ°DEN
Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
Orhan Veliden
Ben ozan değilim kendimi asla o kadar iyi görmedim şiirde. Yazıda iyi olduğumu söylerler ama şiirde pek acınası haldeyim Bu şiirinde o kadar güzel olduğunu düşünmedim ama yayınlayayım benden de esinti olsun istedim. Yine de bana selam geçtiğin için teşekkürler
firble...
_________________ BeÅ? dakika süren savaÅ?lar binlerce yıl süren efsaneler yaratır. O yüzden savaÅ?ta korkuyla deÄ?il tatmin hissi duyarak ölmelisin. O zaman arkandan aÄ?layacak insan kalmıÅ? olur.
Walter kardeş. Daha önce bunu okuyanlar muhtemelen artık bıkmıştır ama ben yine de tekrarlayayım. Bence şiir yazıyorsan, yazmayı seviyorsan kendini ozan olarak isimlendirmen son derece doğru bir şeydir.
şiir yazmaya başladıktan sonra ozan olmak için geçilmesi gereken bir sınırın olmadığını düşünüyorum. Ozan olmayan şairler ve ozan şairler yoktur bence. Sadece ozanlar ve daha iyi ozanlar vardır.
Neyse ben yine şiirle yazayım bir de...
Ozanlığı varılacak bir şehir gibi görür bazıları
Yola çıkarak kalemi kağıdı alıp da
Uzun yıllar sonra
Belki bir gün kapısından girilecek
Bir defa girildi mi de
Bir ömür boyu içinde kalınacak bir şehir gibi.
Ben farklı düşünüyorum ama
Ozanlık bir yoldur bence
Ve her insanın ayağının önündedir bu yol
Yaşı kaç olursa olsun
Nerede ne yapıyor olursa olsun
Yazabilen hatta yazmayıp da konuşan her insan
Bir an uzaklıktadır ozanlığa
Kendi zihninden gelen sözcükleri yazması bir kağıt parçasına
Ya da öylecene mırıldanması belki sessizce
Yeterlidir
Ve ayağını koymuştur artık yola
Yürümeye ve içindeki sesi şiire dönüştürmeye devam ettikçe
Ozandır o benim için
Ne kadar iyi ya da kötü olursa olsun şiirleri
şiir yazıyordur sonuçta
Bu yeterlidir benim için bir kişiye ozan demeye
Daha iyi hatta çok daha iyi şiirler vardır elbette
Ozanlık yolunda daha çok yürümüş ozanlarındır bu şiirler
Ancak ne kadar ustalaşmış olursa olsun bir ozan
Ulaşılacak ve bir daha hiç içinden çıkılmayacak bir şehir yoktur asla
Bir ozan için hep varılacak daha iyi bir nokta
Yazılacak çok daha iyi bir şiir vardır.
Ve bir ozan, yani şiir yazan herkes
Kendisi karar verir ne kadar hızlı yürüyeceğine bu yolda
Ve ne kadar hızlı ya da yavaş gitse de
Çok daha güzel gelir
Yolda yürümenin verdiği tad çoğu zaman
Yol boyunca geçtiğin yerlerin güzelliklerinden
Böyle işte kardeşler
Kendi halinde bir adamın fikirleri idi bunlar
İstediğinize inanmak size kalmış elbet
Ve de seçtiğiniz yolda yürümek
_________________ HARBE GÄ°DEN
Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
Orhan Veliden
Bir otelin bodrum yani
Yani basimda sehir
Ve ben belki en yalniz anlarindan birindeyim zamanin
Etrafinda akan onca yasam
Ve benimle bir arada olanlar
Hicbiri ulasamaz simdi bana
Oylesine sarmis aklimi dusunceler
Ve oyle ki bir bosluk acmak istiyorum
Bir seyleri gorebilecegim
Konusabilecegim
Ama olmuyor her zaman
Ve etrafimi saran dusunceler
Ayiriyorlar beni herkesten
_________________ HARBE GÄ°DEN
Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
Orhan Veliden
Yüzlerce insanın olduğu sokaklarda yürürken
Başbaşa kalabilmeyi kendimle seviyorum
Mırıldanmak
Bağırmak
şarkı söylemek
O kadar sıradan o kadar kolay ki burada
Ve tam ihtiyacın olurken metronun içinde
Ya da en işlek sokakta
Ya da parkın ortasında
Mekanik bir ses değil
Bir insanın
Tam ihtiyacın olan şarkıyı söylemesini seviyorum
Her biri kendi hayatını yaşasa da
Hayal etmekten korkmayan
Ne kadar kötü durumda olsalarda
Gülmeye devam eden
Bazen onları izlediğimi bile anlamayan
Ama bana güç veren
Dünyanın onca ülkesinden gelen insanlarını seviyorum
Bir zenginlik kenti hayal etmiştim gelirken
Hayır öyle bir kent değil burası
Daha çok umudun kentin
Hem tek tek yaşıyan insanların
Sürekli yaşayan, gerçekleşen ve yenilenen umutları
Hem de tüm Dünyayı kaplayan umutların kentin
İyi ki gelmişim bu kente
İyi ki buradayım.
_________________ HARBE GÄ°DEN
Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
Orhan Veliden
Ne zamandır bir kentin ışıklarını seyretmemiştim tek başıma
Bir pencerenin kenarında
Hafifçe esen rüzgar vururken yüzüme
Bana bakan
Baktı mı ne der diye düşüneceğim kimse yokken
Müzik de tam
İşte biri olacaktı dedirten bir müzik iken
O anda oradaydın sen
Görmedim ama hissettim seni
Dokunmadım ellerine
Yine de el eleydik ikimiz
Ve dans ettik
Hiç kıpırdamamış olsam da ben
Pencerenin önünden
Sonra son sözleri çalınırken müziğin
Karanlık odanın çok ötesinde
Bir şehrin ufak apartmanlarında yaşayanları izledik uzaktan
Onları düşündük birlikte
Bir an için
Sadece bir an
Sonra o an geçti
Sustu müzik
Kalktım pencerenin önünden
Döndüm karanlık odaya doğru
Biliyordum bitmişti
Sen yoktun
_________________ HARBE GÄ°DEN
Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
Orhan Veliden
View next topic View previous topic
You cannot post new topics in this forum You cannot reply to topics in this forum You cannot edit your posts in this forum You cannot delete your posts in this forum You cannot vote in polls in this forum
FRPWorld.Com ülkemizdeki fantezi edebiyatı ve frp sevenleri bir araya getirmeyi amaçlayan bir web sitesidir. 2003 yılında kurulmuş olan sitemiz kullanıcı ve yöneticilerimizin katkıları ile büyüyüp Türkiyenin en büyük frp sitelerinden birisi olmuştur. Galerisi, indirilecekler kısmı, akademisi, yazarları ile sitemiz tam bir frp hazinesidir. FRPWorld sizin de desteklerinizle böyle olmaya devam edecektir. FRP'nin doyumsuzca yaşandığı bu diyara hoş geldiniz.
FRPWorld, yeni bir frp dünyası
Sitede bulunan yazı, doküman ve diğer içerikler siteye ait olup başkaları tarafından kopyalanması, dağıtılması ya da ticari amaçla kullanılması yasaktır. Siteye yapmış olduğunuz katkılar frpworld.com'un olup bunları yayınlama ya da yayınlamama hakkı site yöneticilerine aittir.