Frp World Ana Menü
  • Frp World
    » Anasayfa
    » Forum
    » Anketler
    » Akademi
    » Kitap Tanıtımları
    » Haber Arşivi
    » Haber Gönderin
    » Makale Gönderin

  • Üyelere Özel

  • Kişisel
    » Hesabınız
    » Özel Mesajlar
    » Üye Listesi
    » Üye Arama
    » Siteden Çıkış

  • Site Bilgileri
    » Top10
    » Site Hakkında Yorumlarınız
    » İstatistikler
    » Destekleyen Siteler

  • Kullanıcı Menüsü
    Hoşgeldin, Diyar Gezgini
    Üye Adı
    Şifre
    (Kayıt Ol)
    Üyelik:
    Son Üye: WilliamLin
    Bugün: 20
    Dün: 23
    Toplam: 90349

    Şu An Bağlı:
    Ziyaretçi: 1789
    Üye: 0
    Toplam: 1789

    FrpWorld.Com :: View topic - Call of Cthulhu (Sorular ve Yorumlar)
    Forum FAQ  |  Search  |  Memberlist  |  Usergroups   |  Register   |  Profile  |  Private Messages  |  Log in

     Call of Cthulhu (Sorular ve Yorumlar) View next topic
    View previous topic
    Post new topicReply to topic
    Author Message
    Bogus
    Site Yazarı
    Site Yazarı





    Joined: Nov 29, 2006
    Posts: 864
    Location: Istanbul

    PostPosted: Tue Jun 10, 2008 8:35 pm Reply with quoteBack to top

    Bu yazı dizisinde tek bir amacım var.

    Okuyanların Call of Cthulhu oyununu tanımaları, ve oynayabilecek düzeye gelmeleri. İlerki amacım da sitemizin takipçilerini bu oyunu oynatabilecek düzeye getirmek.

    Bu amaç doğrultusunda yakında (Temmuz-Ağustos gibi) oyunun neye benzediğini anlamanızı sağlayacak, site üzerinden oynanabilen bir oyun da açacağım.

    Umarım istekli bir oyuncu kadrosu bulabilirim. Çünkü içimden oynamak isteyen hiç kimseyi geri çevirmek gelmiyor Smile

    _________________
    <div><strong>ÇıÄ?lıkta henüz umut vardır, çıÄ?lık atmak güç ister. Tehlike, fısıltıdadır. Çünkü fısıltı bir tükeniÅ?in ifadesidir.</strong></div>
    Back to top View user's profileSend private messageVisit poster's websiteMSN Messenger
    Lugtarias
    Forum Yöneticisi





    Joined: Jun 13, 2007
    Posts: 726
    Location: izmir

    PostPosted: Tue Jun 10, 2008 10:15 pm Reply with quoteBack to top

    Ben oynamak isterim. Yazı dizisinin ilk bölümünü okudum. Yazar ve oluşturduğu mitoloji hakkında kabataslak birşeyler belirdi kafamda. Umarım yakın zamanda oyunumuza başlarız Smile şu ana kadar hiç korku rol yapma oyunu oynamadım, merak ediyorum çok Smile

    _________________
    Ve sonbahar gelmeden topraÄ?a düÅ?tü yeÅ?il renkli yaprak, geceyi beklemeden ortaya çıkan ayla birlikte.
    Back to top View user's profileSend private message
    Sacreneous
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Dec 23, 2006
    Posts: 63
    Location: Ä°stanbul

    PostPosted: Wed Jun 11, 2008 3:11 pm Reply with quoteBack to top

    şimdiden beni ilk sıraya yaz. Oyunu kaçırmak istemiyorum. Smile
    Back to top View user's profileSend private messageMSN Messenger
    Tersyuz
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Dec 20, 2007
    Posts: 1426

    PostPosted: Wed Jun 11, 2008 3:24 pm Reply with quoteBack to top

    Bende oynarım ama daha önce hiç oynamadım Cthulhu. Very Happy

    _________________
    Wulfgar Snowtiger, Shifter, Barbarian 2/ Ranger 2 /Warshaper 2
    Str: 31
    Dex:14
    Con:26
    Pençe:
    Saldırı, +16/+16
    Hasar, 1d6+12
    Back to top View user's profileSend private message
    Edmond
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Jul 03, 2006
    Posts: 5509
    Location: Ã?anakkale

    PostPosted: Wed Jun 11, 2008 4:04 pm Reply with quoteBack to top

    Ben de istiyorum!

    _________________
    I always knew I was a star And now, the rest of the world seems to agree with me.

    The reason we're successful, darling? My overall charisma, of course.

    I never thought of myself as the leader. The most important person, perhaps.

    -Freddie Mercury
    Back to top View user's profileSend private messageSend e-mailVisit poster's websiteYahoo MessengerMSN Messenger
    Bogus
    Site Yazarı
    Site Yazarı





    Joined: Nov 29, 2006
    Posts: 864
    Location: Istanbul

    PostPosted: Wed Jun 11, 2008 5:18 pm Reply with quoteBack to top

    Bu kadar hevesli bir kadro görmek çok güzel ama oyun temmuzdan önce başlamayacak, önce bilmeyenlere oyunu öğretmem gerekiyor, çünkü Call of Cthulhu bir HRP (Horror Role Play) oyunu ve bu oyunu D&D veya WoD mantığında oynamak mümkün değil. Yazı dizisini okudukça ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.

    Site üzerinden oynatacağım oyunlar kısa soluklu tanıtım oyunları olacak. Değim yerindeyse önce iştahınızı kabartıp oyuna ilginizi çekmek istiyorum. Belki sonra masa başında da oyunlar oynarız çünkü bu oyunu diğer oyunlardan farklı kılan bir diğer yanı da en başarılı ve zevkli oyunların tek sectionlık oyunlar olması...

    _________________
    <div><strong>ÇıÄ?lıkta henüz umut vardır, çıÄ?lık atmak güç ister. Tehlike, fısıltıdadır. Çünkü fısıltı bir tükeniÅ?in ifadesidir.</strong></div>
    Back to top View user's profileSend private messageVisit poster's websiteMSN Messenger
    Darkgnome
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Jan 31, 2004
    Posts: 3918
    Location: Ankara

    PostPosted: Wed Jun 11, 2008 5:50 pm Reply with quoteBack to top

    Bu lovercraft'ın kitapları beni gerçekten sıkmıştı. Sonuna kadar okumuştum ama oldukça zorlanmıştım. Ancak ilginçtir kitapları okuduktan sonra pek çok sahnesi aklımda kaldı. Bu bana çok olan bir şey değildir.

    Ctulhu'da anlamadığıım bazı olaylar vardır. Mesela o kadar büyük olduğu söylenen ctulhu nasıl oluyorda bir teknenin pervanesi tarafından yok edilebiliyor. Yoksa oradaki ctulhu değil mi? Yada nasıl oluyorda o kadar yaratık hala insanlar tarafından fark edilmemiş.

    En sevdiğim sahnesi arkadaşından haber bekleyen adamın onca bağırışından sonra gelen cevap. "Seni aptal o öldü!". Bence Ctulhu'nun gerçek korkunçluğu burada yatıyor. Ne kadar yakın ve ne kadar doğal korkunçluklar.

    Stephan King tarz olarak çok farklı bence H.P. Lovercrafttan. Lovercraft daha çok olayları anlatırken ortamı betimleme konusunda çok yetersiz kalıyor. Stephen King ise asıl olarak betimlemeleri ile ön plana çıkıyor bence (En azından olayları hayalimde gerçekten canlandırabiliyorum). Hikaye olarakta 1-2 gömlek daha üstü. Belki de Lovercraft'ın korkunçluğu aslında zamanına göreydi.

    Lovercraft'ta elbetteki etkileyi düşünceler var. Bu sebeple üniversite 1 zamanında kuralları yada başka hiç bir şeyi bilmeden sadece kitaplarda okuduklarımdan öğrendiklerimle tek kişilik bir oyun oynatmıştım. Aslında oynatamamıştım çünkü herşeyin ortaya çıkacağı büyülü aynanın oyuncu tarafından kırılacağını hiç aklıma getirmemiştim. Very Happy

    İçinde bir ukde olarak kalmıştı bu oyun ve senin anlatacaklarını gerçekten merak ediyorum. Bu oyunu anlatırken acaba kaç adet kural kitabı olduğunu yada gerçek anlamda bir canavarlar el kitabı olup olmadığı gibi bilgileri de verebilir misin?

    _________________
    Göz alıcı tepenin yerinde artık binalar yükseliyor. Büyük, ulu; ama büyüleyici mi? Sislerin ardından ıÅ?ıÄ?ı daha net görürdüm, Å?imdi, kalabalıÄ?ın içinde, koca bir boÅ?luktayım.
    Eskisi kadar zevk vermese de, son bir kez daha!
    "
    Back to top View user's profileSend private messageMSN Messenger
    Bogus
    Site Yazarı
    Site Yazarı





    Joined: Nov 29, 2006
    Posts: 864
    Location: Istanbul

    PostPosted: Wed Jun 11, 2008 6:56 pm Reply with quoteBack to top

    Darkgnome o ukala ve her kokuyu alan uzun gnome burnunu buraya da sokman çok hoşuma gitti! Çünkü Cthulhu konusunda bana sorabileceğin her soruya bir cevap verebilirim.

    Çnce ilk soruna cevap vereyim. Cthulhu orada yok edilmiyor, sadece yaralanıyor ve Alert (ingilizce'de geminin ismi buydu) uzaklaşırken orjinal formunda tekrar bir araya geliyor. Oradaki Cthulhu.

    Bu tanrılar pasifiğin dibinde, toprağın derinlerinde, kutuplarda antik çağlarda oluşmuş buzulların içinde uyuyorlar. Bu yüzden insanlar bu tanrıları fark etmediler. (Ama elbette 1920'leri ve o zamanın bilimini düşün. Bir gün burnumuzu pasifiğin dibine, arzın merkezine, antik buzulların içine ve uzayın derinliklerine de sokacağız ve her şeyi bildiğimiz zaman korkacak hiç bir şey kalmayacak... Belki o zamana kadar birileri bizi tanrıları olarak adlandıracaklar. Garip değil mi?)

    Lovecraft ve Stephan King' e gelince. Lovecraft nereden bakarsan bak başarısız bir edebiyatçı. İyi bir anlatıcı olduğu bile tartışılabilir. (Fanları seni dövmezlerse bu konuyu tartışabilirsin.) Lovecraft çok fazla sıfat kullanır ve kullandığı sıfatlar insan zihninde net bir imge belirtmezler. Kakafonik, Çklid dışı, Tiksinç, İğrenç, Dehşete düşürücü, tasavvuf dışı, Dünya dışı, insan algı kapasitesinin ötesinde...

    Lovecraft'ın sıfatları aslında hiç bir şey anlatamayan beş para etmez sıfatlardır. Ama bir de şöyle düşün.

    Lovecraft aşırı düşkün bir annenin tek oğludur. Anne hep bir kız çocuk istediği için kız gibi giydirilmiş ve kendisine sürekli olarak annesi tarafından çirkin olduğu söylenmiştir. Mesela bakıcısı oğlunu kolundan tutarken kolunu koparmaması için oğlunun yanından bir saniye için bile ayrılmaz. Bu sevgili anne tıpkı kocası, Lovecraft'ın babası gibi aynı akıl hastanesinde ölmüştür. Lovecraft bütün eğitimini evde almıştır ve evin mobilyaları dışında bulabildiği tek dünya amcasının kütüphanesi olmuştur. Poe ile burada tanışmıştır ve ilk hikayelerini de bu dünyanın bir parçası olabilmek için yazmıştır. Arkadaşlıklarını evinden, onlara mektuplar yazarak kurmuştur. 100.000'den fazla mektup yazmıştır ve bunlar tek sayfalık mektuplar değildir!

    Bir konuda haklısın. L. olayları betimlerken yetersiz kalıyor. Çünkü yukarıda belirttiğim gibi sıfatları yetersiz. Sana bir soru:

    Sen gerçekten çok korktuğun bir şeyi ne kadar anlatabilirsin?

    Gelelim King'e... King korkutmayı bilen bir yazar. Daha fazlası değil. Lovecraft ise gerçekten korkularını ve felsefesini bu korku ile anlatan bir yazar. O da daha fazlası değil.

    Ben Lovecraft'da dünyada hala heyecan verici bir kaç açıklanamayan olay varken bunları hayal gücü ile yoğuran maceraperest insan ruhunu görüyorum ve bunu yüceltiyorum.

    S.King'i de çok severim. Ama o insanların temel korkularını kullanır ve temel korkuları fantastik öğeler ile birleştirir. Lovecraft ise daha farklıdır. Onun için açıklayamadığı her şey korku kaynağıdır ve hiç bir şeyi de açıklamaya çalışmaz.

    Lovecraft zamanında iyi değildi... Hiç bir ciddi yayımcı yüzüne bile bakmadı. Lovecraft'ın çağı Amerikan Patent Ofisinin genel müdürünün artık icad edilecek bir şey kalmadı diyebildiği, kibir dolu teknolojik gelişmeler çağıydı. İnsanların doğaya, tanrılara hükmetmeye başladıklarını fark ettikleri bir çağdı. Bu yüzden Lovecraft kendi çağında bir romantik, antikacı! olarak değerlendirildi.

    Değeri günümüzde, daha çok şey bilmemize rağmen eskiye göre açıklayamadığımız daha çok şey olduğunu fark ettiğimiz günlerde anlaşıldı... [/b]

    _________________
    <div><strong>ÇıÄ?lıkta henüz umut vardır, çıÄ?lık atmak güç ister. Tehlike, fısıltıdadır. Çünkü fısıltı bir tükeniÅ?in ifadesidir.</strong></div>
    Back to top View user's profileSend private messageVisit poster's websiteMSN Messenger
    Darkgnome
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Jan 31, 2004
    Posts: 3918
    Location: Ankara

    PostPosted: Wed Jun 11, 2008 8:10 pm Reply with quoteBack to top

    Burnum iyi koku almaz ama harbiden de büyüktür. Ancak bir insanın burnu ile alay etmek çok ayıp bir şey. Yaradan beni böyle yapmış. Very Happy

    Ev arkadaşımda çok sevmişti bu H.P.L.'yi. Hikaye derken aslında yazım biçimi demek istemiştim ama sanki hikaye oluşturma gibi durmuş. Hikaye konusunda H.P.L. kısa hikayeler olarak çok güzel şeyler bulmuş. Orjinal şeyler yapıyor. Ancak hikayeleri uzadıkça sıkmaya başlıyor çünkü hikayenin özgünlüğü değerini kaybederken bu kayıpları tasvirler karşılamaya başlmıyor. En azından benim kitap okurken gördüğüm budur. Ancak kısa hikayelerin her birinde çok güzel süprizli sonlar oluyor. Ki bu sonlar bence onun asıl belirtmek istediği kısımlar.

    Bu arada en önemli tasvirini unutmuşsun. "Bir kere görmek bile insanı delirtebilir!" İşte asıl tasvirlere o kadar değinmemesinin sebebi bu. korkununda ötesinde delirtecek derecede güçlü bir duyguyu tasvirlere dökmenin o duygunun aslını yok edeceğini düşünmüş bence. Yada belkide bu sözün arkasına saklanmış, herhalde bunu sen benden daha iyi bilirsin.

    MOnsters manuel yoksa dahi en azından canavarları nereden esinlenilmiş o konu hakkında bir bilgin var mı?

    _________________
    Göz alıcı tepenin yerinde artık binalar yükseliyor. Büyük, ulu; ama büyüleyici mi? Sislerin ardından ıÅ?ıÄ?ı daha net görürdüm, Å?imdi, kalabalıÄ?ın içinde, koca bir boÅ?luktayım.
    Eskisi kadar zevk vermese de, son bir kez daha!
    "
    Back to top View user's profileSend private messageMSN Messenger
    Sacreneous
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Dec 23, 2006
    Posts: 63
    Location: Ä°stanbul

    PostPosted: Thu Jun 12, 2008 6:14 am Reply with quoteBack to top

    Lovecraft'ın o şekilde yazması daha ürkütücü oluyor. Onu diğer yazarlardan ayıran en önemli özelliklerden biri bu bence.


    Last edited by Sacreneous on Sat Aug 07, 2010 10:53 am; edited 1 time in total
    Back to top View user's profileSend private messageMSN Messenger
    Bogus
    Site Yazarı
    Site Yazarı





    Joined: Nov 29, 2006
    Posts: 864
    Location: Istanbul

    PostPosted: Thu Jun 12, 2008 8:39 am Reply with quoteBack to top

    Aslında sorularının cevaplarını diğer başlık altında sırası geldiğinde anlatacaktım ama sana şimdi özet bir cevap verebilirim. Oyunun bir Monsters Manual’ı yok, bütün yaratıklar (tanrılar ve onların tanrısal takipçileri demek daha doğru olur.) oyunun tek kural kitabının içinde toplanmış durumda. Yani oyun sadece bir adet kitaptan ibaret.

    Lovecraft’ın bu tanrıları yaratırken esin kaynağının ne olduğuna gelince bu sorunun kesin bir cevabı yok ama hikayelerini bir karışıma benzetirsek belli başlı malzemelerin ne olduğu belli.

    Karanlık bir atmosfere sahip fantastik korku (O zamanlar henüz bu isimle adlandırılmıyordu) türüne olan ilgisini Edgar Allan Poe’ya borçlu. Çzellikle anlatım tarzında da Poe’nun etkilerini görmek zor değil.

    Mektuplarında özellikle iki yazardan esinlendiğini gizlememiş. Bu yazarlar Edward Plunkett (Lord Dunsay olarak tanınır) ve Arthur Machen. Plunkett’dan rüya benzeri dış dünyalarda yaşayan tanrıları, Machen’ den de tüm gerçekliğin altında insandan çok daha önceki zamanlardan bugüne kadar uzanan kötücül ve kadim mistik güçlerin olabileceği fikrini almıştır.

    Bir diğer değişle dünyanın içinde ve diğer gezegenlerde, uzayın derinliklerinde hatta başka boyutlarda çok daha büyük güçlerin olabileceği ve insanların onları tanıdıkları anda delilikle yüzleşmek zorunda kalacakları fikri Lovecraft’a ait değil.

    Ancak Lovecraft’ın kendisinden kattığı hiç bir şeyin olmadığını söylemek de doğru olmaz. Yarattığı tanrılarda en büyük esin kaynağının pavor nocturnus hastalığı olduğunu söyleyebiliriz. Bizim halk arasında karabasan olarak bilinen, uyku sırasında beynin tam olarak uyanmadan, yarı bilinçli bir durumda korku ve panik nöbetleri geçirmesi. Çoğu zaman kişi bu nöbetleri geçirdikten sonra tam anlamda uyanmıyor ve uykusuna kaldığı yerden devam ediyor. Uyandıklarında ise gördüklerini hatırlamıyorlar, yarı bilinç durumunda gördükleri için, ama korktuklarını ve panik olduklarını unutmuyorlar. Yani uyandıklarında geriye sadece korku ve panik kalıyor.

    Lovecraft’ın bu durumu çocukluğundan beri olan bir şey ve çoğu insan bu psikolojik rahatsızlığın nedenini annesinin oğluna olan davranışına bağlıyor.

    Çzetle Lovecraft’ın eserleri gerçekten korkan bir adamın yazıları. Sıfatlardaki belirsizlikler ve yetersizlikler de hastalığının ona sadece korkuyu yaşatması ama ne olduğunu göstermemesinden kaynaklanıyor. Lovecraft elindeki korkuyu bahsettiğim yazarların fikirleri ile harmanlıyor ve sonunda ortaya kadim zamanlardan kalma, dünyada ve dünyanın dışında uyuyan, uyanık olan ve bekleyen, insanlara rüyalarında fısıldayan, tekrar serbest kalacakları günü bekleyen kozmik güçler çıkartıyor. Bu güçleri 18.yy’dan kalma antik bir dil ve insanın kaderi ve etrafını sarmalayan güçler karşısında ne kadar teknolojik olarak gelişirse gelişsin sürekli aciz kalacağına olan inancı ile birleştirip özgün eserlerini ortaya çıkartıyor.

    _________________
    <div><strong>ÇıÄ?lıkta henüz umut vardır, çıÄ?lık atmak güç ister. Tehlike, fısıltıdadır. Çünkü fısıltı bir tükeniÅ?in ifadesidir.</strong></div>
    Back to top View user's profileSend private messageVisit poster's websiteMSN Messenger
    Darkgnome
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Jan 31, 2004
    Posts: 3918
    Location: Ankara

    PostPosted: Thu Jun 12, 2008 8:58 am Reply with quoteBack to top

    Tek kitap olması ne kadar geniş bir alanı olduğunun göstergesi. Hayal gücünün sonuna kadar faydalanılabilir. Yaratıklar tamamen bilinmez gizemli ve bu onların hak ettikelri korkuya kapılmalarını sağladığı gibi oyun efendisinin de (Oyunda ne olarak adlandırıldığını bilemiyorum bu sebeple en geniş halini yazdım) hem süprizler hemde hava katma konusunda sonuna kadar hür olmasını sağlıyor sanırım.

    Kara basan konusunu duyunca gerçekten merakım daha da cezbedildi. Lovercraft'ın kendi rüyaları dışında çok da fazla malzemeye ihtiyacı yok ama yönlendirecek bir esin kaynağına ihtiyacı varmış demek. Aslında, düşünüce yeni kültürün sinemasındaki korku filimlerine bakında Lowercraft tarzı görüyoruz sanırım. Tabii senin görüşün daha doğrudur ama, mesela "They" yada "Blair cadısı" sanırım bu tarza giriyor (mu?).

    Yazı dizisinin devamını bekliyorum. Acaba ışıktan korkma gibi şeyler koymuşlar mı diye merak ediyorum ama sakın cevap verme. aklımda çok soru var ama yazı dizisiyle takip edeceğim. Oraya yazacağı zamanı buraya harcatmışım zaten.

    _________________
    Göz alıcı tepenin yerinde artık binalar yükseliyor. Büyük, ulu; ama büyüleyici mi? Sislerin ardından ıÅ?ıÄ?ı daha net görürdüm, Å?imdi, kalabalıÄ?ın içinde, koca bir boÅ?luktayım.
    Eskisi kadar zevk vermese de, son bir kez daha!
    "
    Back to top View user's profileSend private messageMSN Messenger
    Edmond
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Jul 03, 2006
    Posts: 5509
    Location: Ã?anakkale

    PostPosted: Thu Jun 12, 2008 8:50 pm Reply with quoteBack to top

    Peki bu hikayede Silahşörler ne derece büyük yer kaplıyor?Az evvel Stephen King'in Karanlık Çyküler kitabını okuyordum ve onda Kara Kule diyarında geçen bir silahşör var (Kara Kule'yi okumadım, en kısa zamanda alacağım), ve sanırım başkarakter, Bu CaC'da ne derece büyük bir yer, silahşör???

    _________________
    I always knew I was a star And now, the rest of the world seems to agree with me.

    The reason we're successful, darling? My overall charisma, of course.

    I never thought of myself as the leader. The most important person, perhaps.

    -Freddie Mercury
    Back to top View user's profileSend private messageSend e-mailVisit poster's websiteYahoo MessengerMSN Messenger
    Bogus
    Site Yazarı
    Site Yazarı





    Joined: Nov 29, 2006
    Posts: 864
    Location: Istanbul

    PostPosted: Fri Jun 13, 2008 6:02 am Reply with quoteBack to top

    şimdi Edmond sana şöyle anlatayım. Oyunun hem sistemi, hem de kural kitabında verdiği kaynaklar silahşör olmayı destekliyor. 1890’lardan 2000’lere pek çok ateşli silah oyunun sistemine tanıtılmış. Hem de kullanıldıkları dönemdeki fiyatları ile birlikte.

    Eğer istersen bir silahşör yaratabilirsin. Ancak oyunda silahların varlığı yokluklarından daha tehlikeli. Oyun kural kitabında oynatıcıya açık açık şöyle diyor:

    “Eğer oyuncular problemleri silah ile çözmeye yönelmişlerse siz de onlara silahlanış düşmanlar ile karşılık verin.”

    D&D ve WoD’da silahlar oyunun bir parçası ve karakterler bir iki kere yaralanmakla ölmeyeceklerini biliyorlar. Çünkü her iki oyunda da silahların açtığı yaralar kolayca iyileştirilebiliyor. Ancak Cthulhu’da durum böyle değil. Gerçek dünyanın aynısı, karnından vurulduğun zaman tıbbi yardım almazsan istersen alami cihan ol zaman içinde ölüyorsun. Yaralandıktan sonra hastenede yatman ve gerçek dünyada gerçek insanlar ne kadar sürede iyileşiyorlarsa o kadar sürede iyileşmen gerekiyor. 1 hp’in kalana kadar canavar gibi ortalarda gezemiyorsun. Yaralanmanın roleplay’ini yapman gerekiyor.

    Oyunda asıl uğraştığın, hesabını tuttuğun şey HP değil Sanity Point. Yani akıl sağlığının sayısı. Bunu sırası gelince sistemi anlatırken uzun uzun anlatacağım. Demek istediğim aklını yitirmeden uğraşman gereken bir sürü şey varken bir de mermilerden kaçmak hayatta kalma şansını sıfıra düşürüyor.

    Bir de şöyle bir durum var. Oyunda özellikle ateşli silahları kullanmayı öğrenmek hiç de zor değil. Herkes bir kaç kere kullandıktan sonra öğrenmeye başlıyor. (Bunun sistemini de öğreteceğim.) Eğer yakınınızda ve saklanmıyorsa, hareket halinde değilse birisini vurmak hiç de zor değil. Diğer oyunlardaki gibi AC, Dodge, 5 foot step, Soak gibi şeyler yok. Mermiyi yiyip ölüyorsun. Bu yüzden oyundaki en ölümcül şey aslında silahlar.

    şimdi asıl soruna geleyim. Oyunda silahlar ne kadar var. Ne kadar olduğu tamamen senaryoya bağlı. Diyelim I. Dünya Savaşında Çanakkale cephesinde geçen bir senaryo hazırladın. O zaman elbette silahlar oyunun içinde olur ve oyuncuların silah kullanmayı bilmeleri gerekir, veya günümüzde Kuzey Irak’da geçiyorsa yine silah kullanmayı bilmen gerekebilir.

    Grupta bir kişinin biraz olsun silahlardan anlaması da kötü bir şey değil. Bazı yerlerde oldukça işe yarar.

    Oyunun en çok dikkat çekmeye çalıştığı nokta bu oyunun silahlarla değil, araştırma ile bilgi ile ve muhakeme ile ilerlediği. Yoksa oyun silahlara sırtını dönmüyor.

    _________________
    <div><strong>ÇıÄ?lıkta henüz umut vardır, çıÄ?lık atmak güç ister. Tehlike, fısıltıdadır. Çünkü fısıltı bir tükeniÅ?in ifadesidir.</strong></div>
    Back to top View user's profileSend private messageVisit poster's websiteMSN Messenger
    Tersyuz
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Dec 20, 2007
    Posts: 1426

    PostPosted: Fri Jun 13, 2008 7:32 am Reply with quoteBack to top

    Bogus senin oynatacağın oyun hangi tarihlerde geçecek?

    _________________
    Wulfgar Snowtiger, Shifter, Barbarian 2/ Ranger 2 /Warshaper 2
    Str: 31
    Dex:14
    Con:26
    Pençe:
    Saldırı, +16/+16
    Hasar, 1d6+12
    Back to top View user's profileSend private message
    Display posts from previous:      
    Post new topicReply to topic


     Jump to:   



    View next topic
    View previous topic
    You cannot post new topics in this forum
    You cannot reply to topics in this forum
    You cannot edit your posts in this forum
    You cannot delete your posts in this forum
    You cannot vote in polls in this forum


    Powered by phpBB © 2001 phpBB Group

    :: HalloweenV2 phpBB Theme Exclusive ::
     
    FRPWorld.Com ülkemizdeki fantezi edebiyatı ve frp sevenleri bir araya getirmeyi amaçlayan bir web sitesidir. 2003 yılında kurulmuş olan sitemiz kullanıcı ve yöneticilerimizin katkıları ile büyüyüp Türkiyenin en büyük frp sitelerinden birisi olmuştur. Galerisi, indirilecekler kısmı, akademisi, yazarları ile sitemiz tam bir frp hazinesidir. FRPWorld sizin de desteklerinizle böyle olmaya devam edecektir. FRP'nin doyumsuzca yaşandığı bu diyara hoş geldiniz.

    FRPWorld, yeni bir frp dünyası


    Sitede bulunan yazı, doküman ve diğer içerikler siteye ait olup başkaları tarafından kopyalanması, dağıtılması ya da ticari amaçla kullanılması yasaktır.
    Siteye yapmış olduğunuz katkılar frpworld.com'un olup bunları yayınlama ya da yayınlamama hakkı site yöneticilerine aittir.


    Sayfa Üretimi: 0.59 Saniye